Dede mi? 17. dakika: Mehmet Yıldız, F.Bahçe yarı alanının ilk metrelerine kadar pres yapıyor, topu Sylla'ya kazandırıyor. Sylla, Maldonado'nun 4 metre önünden driplinge başlıyor, ceza alanına hiçbir müdahale olmadan 30 metre top sürerek girdiğinde Maldonado 3 metre geride kalmış oluyor. Yani bireysel savunma yok, takım savunması yok bir manzara çiziyor F.Bahçe. "O zaman hücum yapıyordur herhalde" diye düşünenler de yanılıyor, ikisi de geriye oynayan Selçuk ve Maldonado'dan öne top gitmiyor. Tek silah Alex sakatlığın etkisi ile etkili olamıyor, buna rağmen Güiza'ya, ilk defa hızlı oynadıkları anda gol şansı doğuyor ama direk izin vermiyor. Bu arada F.Bahçe'nin son adamlarının 2 kritik müdahalesi de gözümden kaçmıyor, geçse gol olacak pozisyonları engelleyen. Sonra birden F.Bahçe'nin uzun süredir yapamadığı aklına geliyor ve dünyada her 4 golün 1 tanesinin atıldığı duran top golü Alex, Selçuk ve Petkoviç işbirliği ile Sivas filelerine gidiyordu. Petkoviç'in o topa yanlış çıkışı F.Bahçe için şans oluyordu. Sivas'ın bu F.Bahçe'nin üstüne tek forvetle gidip, orta alanı kalabalık tutması yanlıştı. Çünkü F.Bahçe'ye orta alanda basan değil, forvetleri ile baskı yapan takımlar Lugano, Selçuk, Maldonado 3'lüsünün çıkarken top kaybı yapmalarına yol açarak pozisyon bulabilirlerdi. Fener, Kiev'i yener Emre'nin henüz ısınamadığı sol kanadı gerçek sahibi Uğur'a teslim etmek 2. yarının doğru kararı iken, yanlışı iyice arkaya yaslanan F.Bahçe'ye karşı Balili'yi almaktı. Doğruyu geç de olsa bulan ve Thum'u oyuna alan Sivas, bu oyuncunun yarattığı faulden gol kazanacaktı. Volkan'ın kaledeki mükemmel oyunu F.Bahçe adına büyük kazanç ama maçın adamının olmasının F.Bahçe için acı anlamını fark etmeleri şartıyla. Alex'in kaçırdığı gol belki de kader anı idi ama F.Bahçe'nin yediği duran top golünde sıçrayan bir tane bile Fenerlinin bile olmamasına ne demeliydi? Beraberlik golü, başta olması gerekeni Aragones'e yaptırıp, Maldonado-Semih değişikliğini getiriyor ama geç gelen bu değişiklik son dakikadaki Sezer'in mükemmel golünü engelleyemiyordu. Sonuç: Aragones gibi dedenizin olmasını ister misiniz? Şefkat ve hoşgörü timsali dede figürünün hocada ne kadar olduğunu, takıma ne kadar sıcaklık verebildiğini düşünün. Bir de buna, aynı işi yapan oyuncuları bir arada oynatma hatasını, takımın kondisyon açısından eksik olduğu için ısıramayan yapısını ekleyin, sıkıntının kaynağı ortaya çıkar. Yine de yurt dışında olacağım için seyredemeyeceğim Kiev maçını F.Bahçe alır.