Kutsal merhem! Ermenistan maçında berbat futbolla ele verdiklerimizden fazlası, kazandığımız için gizlenmiştir. Kayıplarımızı harika süslüyoruz. Ayıplarımız gibi... Futbolu politikaya çivilemişiz. Sonra da, liglerimizdeki zavallı yapılaşmadan dert yanıyoruz. "Politika futbolu ele geçiriyor!"
***
Politik biberonla beslenen medyamızın içler acısı halini, son günlerdeki çıkar kavgasında daha net görebilirsiniz. Güçlünün karşısında hazırola geçmeyi seven futbol medyamızı da, istek üzerine her milli maçtan sonra gösteriyorlar zaten. Ermenistan galibiyetini, Fatih Terim'in "dahiyane değişikliklerine" yordular. Rakibimizin içler acısı futbolunu gökkuşağına asıp. Olmayan futbolumuzu var gösterip. Galibiyetle terbiye edilen futbol düzeninde, kazanan daima haklıdır. Kaybederken nasılsa bir kulp bulunuyor!
***
Futbolun tanrılaştığı bir düzende, öğretmenine bin YTL maaş veren ülke, milli futbolcuya 900 bin YTL primi az bulur. Ülkenin en kolay para kazanan bireyleri de, teknik patronlarına 20 bin euro'luk saat hediye eder. Saat "uğurlu" gelmiş, öyle yazdı gazeteler. "Uğur" kutsal merhemimiz zaten. Okunmuş üflenmiş pozisyonların getirisiyle, geçinip gidiyoruz. Sistemmiş, yarınlara taşınacak güzelliklermiş, bunların hiç önemi yok. "Haticeye değil, neticeye bakıyoruz!" Baktığımız yerde de, hep aynı adamlar duruyor! Kaybederken figüran! Kazanırken kahraman olarak.
***
Futbol; insanları uyutmak için kullanılan bir politikaya dönüştüğü zaman... O ülkede futbol, futbol değildir. Uğurdur, mucizedir, tesellidir. Nefrettir, sövgüdür, içi kanla doldurulmuş konuşma balonudur. Ve böyle düzenin kendine yakışan yorumcuları vardır. Çıkarları birbirleriyle denk düşen adamlar koalisyonu. Gün boyu anonslarını dinliyoruz da... O kadar çok insan, bir tane "adam gibi yorumcu" etmiyor
***
FIFA sıralamasında Hırvatlar ve Çekler bizim üzerimizde diye, dert yanıyoruz. Mucizelerle kazandığımız maçların, maziyi inkâr etmesini bekliyoruz. Bizler için her şey bu kadar basit ama... Hâlâ kura çekilişlerinde, torbalardaki isimlere bakıp titriyoruz!
***
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener'in, Dünya Kupası'nda final oynama hayalini dinledim de... "İşte" dedim, "Düzene yakışan bir başkan daha!" Şampiyon olsak ne yazar! Tribünlerimiz karanfil mi kokar? Şehirlerarası şikenin önü mü alınır? Kendinde olmayanı, hayali finallerde arayan bir federasyon başkanından fazla bir şey beklemeyin. Onun da "politikası" böyle!
***
Ermenistan maçından geriye kalanlar... Arda Turan'ın, sınırları zorlayan olağanüstü yeteneği... Semih Şentürk'ün, 18 yaşından küçüklerin mutlaka izlemesi gereken özel bir golcü olduğu... Sonrası?.. Tuncay Şanlı'ın klasik hamaratlığı... Servet Çetin'in fedakârlığı... Sonrası? Karizmatik masallar. Politik bir uzay macerası...