Verin Cevat hocaya Hasan Şaş ne olursa olsun hâlâ da benim için Türkiye'nin en iyi futbolcularından biridir. Şanssız bir-iki yıl geçirdi. Bu şanssızlıklar futboluna etki yaptı. Belki de Dünya Kupası'nda oynadığı güzel futboldan sonra hak ettiği yere gelememesi onu moral olarak çökertti. Hasan Şaş şimdilerde mutlaka bir çıkış yolu arıyor. Yani eski formdaki Hasan olmak istiyor. Ona yardımcı olmak lazım. Yardımı biz değil, G.Saray kulübü yapacak. Geçen yıl G.Saray'ı şampiyon yapan Cevat hoca bana göre bu iş için biçilmiş adam. Cevat hoca hem babacan hem de üniversitede eğitimcidir. Ayrıca görev aldığı yerlerdeki teknik direktörlüğü de 10 numaradır. Hasan ile en iyi ve en yakın diyaloğu Cevat hoca kuracaktır. Bu zor bir şey değil. Eğer Hasan eski günlerindeki gibi oynarsa senenin en büyük transferi olur. Yapılacak iş, Hasan'ı Cevat hocaya teslim etmektir. Sami Yen Stadı yanındaki likör fabrikası arazisi yıllar boyu uğraşıldıktan sonra elden uçtu gitti. G.Saray yönetimleri ne hikmetse likör fabrikasını halledemedi. Eğer G.Saray'ın yerinde F.Bahçe olsaydı şimdiye kadar çoktan dev gibi bir tesis dikilmiş olurdu. Üstelik Ali Sami Yen Stadı'nı da kaybetmezlerdi. Akıl-mantık almaz işlerden biri de "Ver Ali Sami Yen'i, al Seyrantepe'yi" planı olmuştur. Hele bir Seyrantepe bitsin, Ali Sami Yen Stadı'nın kıymeti anlaşılacaktır.
Şan Ökten ayıbı Beşiktaş kulübü iki yabancı kaptan olayından sonra şimdi de Şan Ökten ismiyle bence yapılmaması gerekeni yapıyor. Şan Ökten'in anılmasını dahi düşünmeyen kulüp, bir de üstelik Fulya'daki ismini çıkartmaya çalışıyor. Bir kargaşa ki sormayın gitsin. Kimi "Çıkmayacak" diyor, orayı yapan firma, "Benim ismim konulacak" diye açıklıyor. Bazıları da o firmanın isminin Şan Ökten'in yanına koyup, "İkisi birden olacak" diyor. Nerede kaldı otorite? Atıf kardeşimiz ve yanındaki arkadaşları Cengiz Sarıkaya, Alpay Altın, Teoman Akyıldız olmasa Şan Ökten için anma günü bile yapılmayacaktı. Onları tebrik ederim. Ancak Şan Ökten'in vefat ettiği arabada olan Ergun Gökalp ve Metin Keçeli'yi Beşiktaş'ın ne kadar çabuk unuttuğunu hatırlatmak isterim. Ben de şöyle bir şey yazayım: Metin Keçeli'nin iki diz kapağı hâlâ tedavi ediliyor. Ergun Gökalp'in ise ayaklarına çakılan 15'ten fazla çivi ona büyük ıstırap veriyor. Ama ikisi de tek laf ediyor: En büyük Beşiktaş.