Ne yapmak istiyor! Hakan Şükür, Türk futbolunda bütün ilkleri başarmış bir futbolcudur. Hem Galatasaray'ı hem de milli takımı başarıdan başarıya koşturdu. Her futbolcu gibi onun da futbol yaşamında sona gelindi. Ancak o bu sonun faal kısmını kapamamakta inat ediyor. Soru açık ve net: Hakan Şükür ne yapmak istiyor? Önce Cumhurbaşkanı'nı, sonra da Başbakan'ı ziyaret etti. Hakan, bu ziyaretlerle kime mesaj vermiştir. Galatasaray'a mı, yoksa başka bir yere mi? Bu bilinmiyor. Aslında bilinmeyen konu Hakan'ın ne istediğidir? Yüzyıllık üç kulübümüzün, üçü için de geçerli olan tek şey: Her zaman en büyük olmalarıdır. Yani Hakan Şükür, asla Galatasaray'dan üstün değildir. Daha önceleri baba Hakkıların, Şükrülerin, Şereflerin, Lefterlerin, Nacilerin, hem Beşiktaş'ta hem Fener'de üstün olamadıkları gibi... Hakan Şükür, bence hayatının en büyük hatasını, Florya'ya dikilmek istenilen heykelini kabul etmemekle yapmıştır. Böyle bir şeye hakkı yoktur. Çünkü böyle heykeller, yaşamı ve yaptıklarıyla örnek olmuş insanlara kurumların bir armağanıdır. Ama Hakan ne altyapıda görev almayı, ne de heykelinin dikilmesini konuşmadan geri çevirdi.
Camiadan özür dilerdim Galatasaray kulübü, 'Aman kal, sakın gitme; sana ihtiyacımız var' deseydi Hakan için hayat Galatasaray'da daha mı başka olacaktı? 37 yaşına gelmiş olmasına karşın elbette başka bir yerlerde de futbol oynayabilir. Ama "Evim" dediği yerde futbolu bırakması daha uygun olur. Hakan'a transfer teklifleri de geldi. Konya, Kanada, Azerbaycan'dan teklifler olduğu konuşuluyor. Çok merak ediyorum: O mu futbolu bırakacak, yoksa topun peşinde koşup yaşı 38, 39'a varacak ve futbol mu onu bırakacak? Şimdi Hakan'ın gelecek yıllarındaki en büyük dostunun yine Galatasaray camiası olacağını bilmesi gerekir. Ben onun yerinde olsam reddettiğim bu imtiyazlı sınıf hakkını Galatasaray'da geri almak için bir basın toplantısı yapar, camiadan özür diler, koşarak Florya'ya giderdim. Adnan Polat ona hiç kimsenin yapamayacağı kadar açık ve net bir teklif yaptı. Polat'ın başkan olduğu günden bu yana yaptığı en güzel iş de budur. Ama ne yazık ki Hakan bunu değerlendiremedi. Bir kere daha söyleyeyim: Bütün ilkleri başarmana rağmen sen asla Galatasaray'dan büyük değilsin. Ama Galatasaraylı Hakansın. İtalya'da, İngiltere de top oynadın ama herkes sana "Galatasaraylı Hakan" dedi. Sen belediye başkanı da spor bakanı da milletvekili de olabilirsin. Ama borcunu ödemeden asla bu işleri yapamazsın. Önce Galatasaray'a olan borcunu öde sonra ne yaparsan yap!..