Öylesine bir maç Beş bin kişilik stada bir minibüs yanaştı, kapısı açıldı ve içinden Galatasaray takımı çıktı. Yürüdüler, beş adım sonra da sahanın göbeğindeydiler. Hazırlık maçı yapalım yapalım diyoruz ama biraz daha ciddi yerlerde, daha iyi statlarda ve güçlü takımlarla oynamanın yanındayız. Soyfa benim için ahım şahım bir takım değil. Aklıma Fatih Terim geldi, onun döneminde Galatasaray en zor ekiplerle hazırlık maçı yapardı. Kanarya Adası'na turnuvaya gidilir, dönüşte Malaga'da Barcelona ile final oynanırdı. Fatih'in bu huyu en iyisiydi. Çünkü güçlü takımlar önünde futbolcuları çok daha iyi tanırdı. Fatih'in yerine şimdi Skibbe'yi koyuyorum. Adam çakılı hoca gibi yerinden kımıldamıyor. Bir oturdu, bir kalktı, ikinci yarı başladı yine oturdu, maç bitti kalktı. Barış'ın attığı beraberlik golünde bile kımıldamadı. Adnan Sezgin onun yanında oturup ikide bir iğneyi batırmalı.
Aydın'ın saçları süper Gelelim maça... Adı üstünde, hazırlık karşılaşması. İki yarıda iki ayrı takım, Lokomotif Sofya önüne çıktı. Ben ilk yarıda oynayan 11'i daha çok beğendim. Tek santrfor Ümit oynadı ancak arkasında bermuda üçgeni gibi saldıracak bir üçlü vardı: Kewell-Lincol-Arda. Üçü de topun ustası... Hem kanatlardan hem göbekten süper paslarla birbirlerini kale önüne soktular. Ancak gol atamadılar, şansları yoktu. Ama bilin ki bu üçlü birçok takımın canını yakar. İlk yarıda orta sahada Mehmet Topal'ı her zamanki gibi beğendim. Mehmet Güven iyiydi ama bazen de kötü. İki bek Sabri ve Hakan bıraktığımız gibiydi. Ümit de onlara ayak uydurmuştu. Yani "Endişe etmeyiz biz oynarız" diyorlardı. İki genç adam göbekte oynadı, Hakan ve Sabri'nin arasında. Murat ve Sinan. Bana göre Sinan ilk yarının en iyi genciydi. Bir gol yedik. Bu, Murat'ın kendi sahasını boşaltması ve Orkun'un topu takip etmesinden kaynaklandı. İkinci yarı Skibbe, gençlerin 6'sını takıma koydu. Anıl'ı çok beğenirim, Erhan da öyle. Ferdi, Ahmet ve İrfan'ın bir sene sonra en iyiler arasında görecek. Aydın toparlanmış ancak onun saçlarını çok beğendim!