Hasan ve Rüştü Yazıya Hasan ile başlamak en doğrusu olacak. Avrupa Futbol Şampiyonası'nın şu günlerinde aklıma Hasan geldi. En son Dünya Kupası'nda Japonya ve Güney Kore'de bırakmıştık onu. Orada şov yapmıştı. Ama ondan sonra Hasan Şaş, ama öyle ama böyle adına yakışmayan futbolla hep tenkitlerin, tenkit oklarının ucundaydı. Hasan Şaş yani 'Adanalım', kim ne derse desin kafamdaki klasmanda daima ilk 3 içindeki futbolcudur. Top ona yakışır, isterse tek başına takımdır. Şimdi ondan bir şey istemesini bekliyorum. "Bu sene benim senem olmalı" demeli. İnanıyorum ki Hasan eğer oynarsa tek başına G.Saray'ı şampiyon yapacak adamdır. Hadi Hasan, bu yıl senindir. Geriye dön ve öyle Hasan olarak gel bize.
Rüştü'ye yapılan ayıp Çok üzüldüm. Gazetelerin manşetlerinde Rüştü adeta itham edilir biçimdeydi. Neymiş, Rüştü hatalı gol yediği için Almanya'ya yenilip elenmişiz. Bu ayıbın büyüğüdür. Türkiye bir maç evvel Çek kalecinin yediği hatalı golle yarı finale ulaşmıştı. Bütün stat maç sonunda Çek kaleciyi alkışlamış, arkadaşları onu öperek moral takviyesi yapmıştı. Biz ise Avrupa'nın 5 büyük kalecisinden biri olan Rüştü'yü aşağılamak için uğraşıyoruz. Ayıptır, hem de çok büyük ayıp. Delikanlı olmak, onun yanağından bir makas almak, ona moral vermek en doğru iştir. Maalesef Rüştü'nün aleyhinde yazanlar onun Beşiktaş'a gitmesine tahammül edemeyen F.Bahçeli yazarlardır. Bir de ona sahip çıkması gereken ama "Hâlâ hatalı goller yiyor" diyen Fatih Terim. Yapma Fatih hoca. Sen bari böyle konuşma.
Teşekkürlere cevap G.Saray altyapısından çıkan futbolcular için yazdığım yazıya destek veren ve Türk futbolcusu olarak Milli Takım'da oynayan gençlere karşı gösterdiğim güvene teşekkür eden Fotomaç okuyucularına sevgiyle şunu söylüyorum: "Bu ülkenin ayağa kalkışı 8 yabancıyla değil, en fazla 3 yabancı, 8 yerli futbolcuyla olur. Herkes bunu desteklemeli."