ARKADAŞLARIM PETER & XABi Gerçek gazetecilik zor. Misal, Çek Cumhuriyeti maçı öncesi bir tesadüf sonucu maçın hakemi Peter ile otelde karşılaştım. Üzerimdeki Milli Takım formasından dolayı beni taraftar zannetti ve elini omzuma atıp poz verdi. O resmi maç sonrası çekilmiş gibi yayımlamak birçok kişinin çok kolay yapabileceği bir şeydi ama benim aklımdan bile geçmedi. Maç sonrası şiddetli yağmur altında İstanbul'daki gibi Cenevre'de de bulunamayan taksilere binemediğim için yolun bir bölümünü tramvayla gitmek ve önemli bir bölümünü de yürümek zorunda kaldım. Hal böyle olunca da on dakika farkla hakemi kaçırdım. Odasına çıkmıştı.
Elimde, "Arkadaşım Peter yalnız bana konuştu!" diyebileceğim bir resim vardı ama geride kalan 25 yılda böyle bir şey yapmamıştım. Yine yapmadım.
Öte yandan İspanya kampına yapılan üç ziyaret sırasında birçok futbolcuyla böyle hatıra resimleri çektirme şansı da yakaladığımı söylemeliyim. Gazeteci olduğunuzu gizleyince (Akıllandım) bu işler kolay oluyor. Bu pozlardan birinde de en beğendiğim futbolcular arasında yer alan Xabi Alanso vardı. Elbette bu resimleri de haberde kullanmadım. Bir anlık fotoğrafın altına hayat hikayesi yazmadım ama inanın bana siz turnuva boyunca böyle hikayeler çok okudunuz. Hangileri derseniz okuduğunuz gazeteleri ve oradaki sözüm ona ropörtaj resimlerini hatırlayın ve acı gerçekle yüzleşin derim. Elbette bunu söylerken işini gerçekten iyi yapan, emek harcayan tüm meslektaşlarımı ayrı bir yere koyup onları bütün kalbimle tebrik ediyorum.