Fenerliler galip İspanya'nın havalı kadrosu mu, Russa'nın enerjisi mi kazanacaktı. Maçtan önce en çok tartışılan konu buydu. Grupta Rusya'yı dörtleyen İspanyolların yıldızları ilk dakikalarından itibaren sahne aldılar. Rusya ilk yarıda neye uğradığını şaşırdı desek abartmış olmayız. Buna karşılık kimi zaman şans, kimi zaman beceriksizlik golün gelmesini önledi. Soyunma odasına golsüz eşitlikle gidince Ruslar belki bir Türk mucizesi de biz gerçekleştiririz havasındaydılar. Biraz kıpırdadıklarını da söylemek gerekir. Ancak bu kıpırdanma böyle bir şampiyonada final getirecek havada değildi. 50. dakikada ilk golünü atan ispanya daha sonra rahatladı. Rakibinin saman alevi gibi gayretlerini tolere etmeyi bildi. Fenerbahçe'nin yeni gözdesi Güiza ise son noktayı koyduğunda finalin adını da belirliyordu: Almanya-İspanya. Bu aslında biri eski biri yeni iki Fenerbahçelinin final oynaması anlamına geliyordu.
Almanya kaybeder Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü Aragones, yaşıyla espri konusu olsa da takımını finale taşırken büyük bir meydan okuyordu. Şimdi pazar günü Löw ile Aragones'in kapışmasını izlemek gerçekten çok büyük keyif olacak. Hemen belirtelim, burada en önemli nokta tecrübe. Almanya bu konuda rakibinden çok daha büyük avantaja sahip. Turnuva takımı Almanlar hakkında Lineker'in sözü nedense hep doğrulanıyor. İngiliz golcü, "Herkes oynar, Almanlar kazanır" derken sanırım bu durumları anlatmak istiyordu. Bakalım yine doğrulanacak mı? Ben tersini düşünüyorum. Benim bu finaldeki favorim yaşlı kurt Aragones'in İspanyası.