Eleştiri konusu terim'i çıldırttı Cenevre'de, Terim'e, "Eleştiriye tahammülünüz yok!" şeklindeki sorum bombanın pimini çekmiş oldu, ardından 'büyük patlama' geldi
İşin bir de öfke boyutu var maalesef. Milli Takım oyuncularının ve Terim'in, bu mücadeleyi sadece dışarıya karşı değil, içimizdeki bazı kişilere karşı da verdiklerini her şekilde hissediyorduk. Bu doğrudur ya da yanlıştır demiyorum ama böyle bir tavırları vardı kesinlikle. Terim'in bizim için yaptığı her toplantıyı çok önemseyen biri olarak, Cenevre'de İsviçre maçı sonrası yaptığı toplantıda bu sorunu gündeme getirmeye karar verdim. Toplantının büyük bölümü her zamanki gibi bazı meslektaşlarımızın klasik tavırlarıyla geçti. Yine bol bol "Hocam bizi çok mutlu ettiniz" geyikleriyle başlayan sorular... Yine "Hocam siz şöyle başarılısınız ama!" diye yumuşatıcılarla sunulan "Ağrı dağı Türkiye'nin en büyük neyidir?" türünden çanak sorular art arda (istisnalar hariç) geliyordu. Sıram geldiğinde Terim'e, eleştiriye tahammülü olmadığını ve bunun futbolculara da yansıdığını söyleyip, bu gerçekle yüzleşmemiz gerektiğini hatırlattım ve düşüncelerini sordum. Fatih hoca öncelikle eleştiri ile hakareti ayırdığını söyledi ki ben de sorumu sorarken hakaret edenlerden bahsetmediğimi vurgulamıştım. Yani herkesin eleştiri sınıfında göreceği eleştirilerden rahatsız olmasını yadırgadığımı anlatmaya çalıştım. Terim'in açıklamaları bir anda öfke seline dönüştü. Bize değil ama kendi deyimiyle eleştiriyle hakareti karıştıranlara sert ifadelerle tepki koydu. Sonrası malum. Gündem değişti. Ben bir soruyla arı kovanına çomak soktuğumu söyleyenlere, "Hayır sadece benzin bidonunun yanında sigara içtim!" demekle yetindim. Terim kendine göre belki haklıydı bu ayrı bir tartışma konusu ama ciddi bir hata yapmış içinden 100'e kadar saymamıştı!!! Bu sözlerinin nasıl bir tepki alacağını hesap etmedi ya da edemedi. Bunu fark etmesi de çok uzun zaman almadı. Çek maçı öncesi yanlış anlaşıldığını ve milli maçın önüne geçecek sözler söylemesinin doğru olmadığını kabul etti. Özür diledi.