Mahalle baskısı Ankara'da İngiltere'den yorgun dönen bir Fenerbahçe vardı. Özellikle Deivid'in oynadığı yer ile ilgili büyük sorun yaşandı. Sağda, orta sahada ve bir de şimdi solda oynatılan Deivid, Ankara karşısında zorlandı. Alex de gol pozisyonu dışında sahada neredeyse hiç yoktu. Zico bugüne kadar takımı kurarken ve değişiklik yaparken hep mükemmel kararlar veriyordu. Fakat, dün akşam belki de şampiyonluk için en önemli maçında yanlış bir dizilim ve geç yaptığı değişiklikler yüzünden bu beraberlikteki en büyük sorumluydu. Kanatları hiç kullanamayan Fenerbahçe, orta sahada çok top çevirdi, ama bir türlü gol pozisyonuna giremedi. Yani Vederson'un attığı gol, Ankaraspor kalecisinin hediyesiydi. Bir de penaltı. Özelikle penaltıdan bahsetmek lazım. Bu takımın bir tane penaltıcısı var. O da Alex. Peki rica ile penaltı atılır mı? Kezman, sanki sinirlerine hakim olamayan, 7 yaşında çocuk gibi... Önce penaltıyı atmayı Alex'ten istedi, sonra da topu tribünlere gönderdi. Bu zamana kadar bu takımın golcüsü yok derken tam da bundan bahsediyorduk. Yani hangisi maça ilk 11'de çıkarsa o daha kötü oynuyor, ikinci yarıda oyuna giren Semih şansını iyi kullanıyordu. Ama bugün Kezman, bu şansı bulmasına rağmen belki de Fenerbahçe'yi şampiyonluktan ediyordu.
Ali Sami Yen'de... Bir de maçın ilginç tarafı geçen hafta 94.15'te gol atan Fenerbahçe'ye büyük haksızlık yapan yorumcular bugün 94+1'de yani normal uzatmasından tam 1 dakika sonra gol yiyen Fenerbahçe için ne diyecekler? Malum, son zamanların meşhur sözü 'mahalle baskısı' hakemler üzerine bitime 5 hafta kala 'başkanlar ve yorumcumlar baskısı' olarak ilk meyvesini Ankara'da verdi. Şimdi ne tür bir deklerasyon yayınlayacaklar? Belli ki her şeyi Ali Sami Yen'de göreceğiz.