1 avans 2'de biter F.Bahçe ilk yarıda, ruhuna korku girmiş bir takım görünümündeydi. Özellikle Gökhan'ın yerinde oynayan Önder, Alex ve diğer futbolcular ileri çıkmaktan korkuyorlardı. Tabii dünyanın 1 numaralı takımı ile oynuyorsanız, içinize korku girmemesi mümkün değil. Ruhunu kaybeden F.Bahçe, ilk golü kendi kalesine attı. Bu da takımın en iyisi olan Deivid'in şanssızlığıydı. İlk yarı bittiğinde herkes ikinci yarının daha da zor olacağına inanıyordu. Yavaş, adım atamayan, ileri bir türlü çıkamayan, ona rağmen defansta Lugano-Edu maçın başından sonuna kadar Volkan bu maçın dönmesindeki en büyük etkenlerdi. Eğer 5 yıldız verilmesi gerekiyorsa dün inanılmaz kurtarışlar yapan Volkan'a ve Drogba'yı sahadan silen Lugano'ya bu yıldızları vermek gerekir.
Colin Kazım ateşledi 2. yarıda Zico'nun herkesin şaşırtan değişikliği, futbolcusunu ne kadar iyi tanıdığını, oyunu ne kadar iyi okuduğunu gösteren bir gerçekti. Kazım, oyuna girdikten sonra F.Bahçe'nin aradığı ruh ortaya çıktı. Deivid, şanssızlığına muhteşem ötesi bir golle cevap verdi. Şimdi ne olacak? Şampiyonlar Ligi'nde sahasında bütün maçları kazanan F.Bahçe, Londra'da ne yapar? Dün F.Bahçe tüm dünya basınında hak ettiği yeri ikinci yarıda üzerine serilmiş olan ölü toprağını dağıtıp Şampiyonlar Ligi'ndeki F.Bahçe gibi oynayarak Chelsea'ye 'Londra'da bu iş kolay olmayacak' mesajını bence çok net verdi. Kaybedecek bir şeyinin olmadığını, kaybetse de taraflı tarafsız herkesin gönlünde taht kurduğunu bilmek F.Bahçe'yi rövanşta da ateşleyecek. Dün F.Bahçe taraftarı, Londra'dan gelen seyirciye anlatacak muhteşem bir şölen sundu. 'Futbolu İngilizler buldu' diyorlar ama futbol taraftarının muhteşemliğini F.Bahçeliler'in bulduğunu anlatacaklar.