Önce Beşiktaş Carlos ve Deivid olmasa da F.Bahçe derbiyi kazanacak güçte Chelsea'ye gelince; panikle bilet arayanların aklı neredeydi?
HAFTA içinde Chelsea maçının biletleri için yaşananlar ortada. Bu yüzden çarşamba akşamı oynanacak maç ön plana çıkarılırken, Beşiktaş geride kalmaya mahkum oldu. Kesinlikle yanlış. Futbolcuları iye motive etmek gerekir. Bu yaşananlardan onlar etkilenmemeli. Unutulmasın ki İnönü'den alınacak üç puan ligin sonunu bile getirebilir. En azından önemli bir rakibini dışarıda bırakacaksın. Çarşamba günü köşemde belirttiğim gibi; F.Bahçeli futbolcular, cumartesi akşamı sahaya çıkıp, tüm güçleriyle oynayacaklar. Chelsea'yi de pazar sabahından itibaren düşünmeye başlayacaklar.
Roberto Carlos'un maça yetişememesi (umarım çarşambaya yetişir) ve Deivid'in oynamaması büyük şanssızlık. Ama eldeki kadroya bakıyorum, o da rakibini yenebilecek güçte. Şimdi herkes, elinde kağıt kalem takım yapmaya çalışıyor. Benim 11'im ise şu şekilde; hafif sakatlığı iyileşirse kalede Volkan oynar. Sağ kanat Gökhan Gönül, önünde Colin Kazım, 2 stoper olmazsa olmaz Lugano- Edu, solda Vederson, önünde Uğur Boral, orta ikili Aurelio-Maldonado, önlerinde Alex, en önde Kezman. Bakalım maç günü yanılma payım ne olacak? Elbette burada ilk düşünülecek isim Semih. Zico, sistemini değiştirmez. Ama yangından kurtarılacak evrak gibi Semih'i her an içeri atabilir. Selçuk formda ama Maldonado'nun da sırası geldi. Ali Bilgin de Kazım'ın o günkü performansına göre sırasını bekler. F.Bahçe'nin rakibine göre en büyük dezavantajı, milli takımlardan dönen çok sayıdaki futbolcusuyla sadece bir gün çalışıp, sonra maça çıkacak olmasıdır. Ama artık bunlara alışılması gerekiyor. Büyük takımda oynamanın bazı zorlukları da olacak. Şu ana kadar bu zorluklardan başarı ile çıkanların şimdiden sonra da aynı başarıyı göstermemeleri için hiçbir neden yok.
KOMBİNE RAHATLIĞI Bir sözüm de Chelsea maçı için yana yana bilet arayanlara... F.Bahçe'de taraftar kart alanların sayısı çığ gibi büyüyor. Şu anda 135 binler civarında olan kart sahiplerine 16 bin kadar kongre üyesini de eklerseniz rakam 150 binlere ulaşıyor. Bu 150 binin hepsi şu anda Chelsea maçı için bilet istiyor. Peki kapasite ne kadar? 52 bin. (Emniyeti, rakip taraftarı vesairesi içinde. Zaten 30 bini de kombine, geriye kalıyor 22 bin bilet). Eee ne olacak? Nasıl bir organizasyon yapılacak da herkes mutlu edilecek. Bir kere böyle bir şey mümkün değil. (Daha kart sahibi olmayan milyonlarca taraftar da cabası) Benim de telefonlarım susmuyor, olmayan biletler isteniyor. Bir dostum aradı, İstanbul'da oturuyor. "Karaborsa da olsa ne olur bir bilet" diyor. "Yahu kardeşim şu parayla sezon başı kombine alsan olmaz mıydı?" diyorum, ses yok. "Peki sen Kasımpaşa veya daha önceki maçlara geldin mi?" diyorum, yine ses yok. Kulüp organizasyon yapsın da nasıl yapsın? Yılda 3-5 maçı ayıramazsın. Sezon başı yönetimin alacağı kararlar bütün maçları bağlar. Birçok maçta 10 bin kişilik boşluklar oluyorsa o zaman kimse kusura bakmayacak. Ya gidip kombineni alacaksın ya da seçtiğin maçlarda kuyrukta sıranın sana gelmesini bekleyeceksin. Duygusal bir mail aldım. Kısaca, "Ağabey; bizler öğrenciyiz. Gücümüz yettiğince bütün maçlara gitmeye çalışırız. Ama Chelsea maçı için bilet bulamadık. Ne olur bize bir çare bul" diye yazıyordu. "Yapabileceğim tek şey derdinizi yazmak" diye yanıt yazdım ve sözümü tutuyorum.
SEÇİCİ DAVRANILSIN Kulübün burada dikkat etmesi gereken en önemli nokta şurası olmalı; kar-kış, yağmur-çamur demeden hiçbir maçta takımını yalnız bırakmayanları, seslerinin futbolculara ulaşması için can-hıraş bağıranları bir şekilde tespit edip, önceliği onlara vermeli. "Ben şu maça gelirim, şuna gelmem" diye F.Bahçe üstünde seçici olanları 2. plana atmalı. Ankara'da oturup da Gençlerbirliği ve Ankaragücü maçlarına gitmeyenler bile bilet istiyorlar. El insaf yahu. F.Bahçe'yi mi izlemek istiyorsunuz yoksa Chelsea'yi mi? Doğrusu ben anlayamadım. Bakın önümüzdeki senelerde işler daha da zorlaşacak. Benim tavsiyem; rahat etmek isteyen herkes kombinesini şimdiden ayırtmaya çalışsın...