Define sandığı Musa Sow
Dün geceden yansıyan futbolun en özel resmi de Musa Sow'du. Fenerbahçe'deki define sandığının ismi de.
Sezon başındaki tenha duruşuna çözüm bulunduktan sonradır ki, başka bir Sow çıktı sahneye.
Ondaki yıpratıcı yaratıcılık az bulunur.
Üstelik her maça biraz daha donanımlı çıkıyor.
Savunma arkasına atılan balon topların, aslında rakibin işine yaradığını ve en çok da Sow'u yıpratmak olduğunu 11. dakikada Kuyt fark etti.
Ve can alıcı bir ara pasla, Sow'un gücünü göstermesinin önünü açtı.
Attığı gole baktım, "dar alanda etki bu kadar mı genişler?" diye alkışladım.
Kaçırdığı gole "ustaların hata payı affolur" dedim
Fenerbahçe'nin attığı gollerden sonra tedirgin bir saklanışı var.
Bu durum rakibe cesaret veriyor ama dün gece bu klasik tavrını fazla uzatmadı.
Dönen toplarda ikinci hareket eksikliğini gidermiş bir orta alan anlayışı dikkat çekti.
Her zaman Fenerbahçe'nin girdabı saydığımız orta alan, dün gece Orduspor'u "tatile gelmiş takım" havasına sokan anlayışın sebebiydi.
Baroni ve Meireles birbirini tamamlayan ikili.
Bütün boşlukları doldurmanın ustası Mehmet Topal çok şeyin karşılığı.
Stoch'un kendini arama çabalarının karşılığını almasına ramak kaldı.
Dün gece geçen yılki Stoch'un gelecek program fragmanlarını izledik.
İkinci yarıdaki Fenerbahçe, rakip kale önü zenginlikleinden ve futboldan kesitler sundu.
Takımda kendine güvenin resmi vardı ve kazanmayı belirleyici etken de buydu.
Bu güvenin belirgin isimleri kaleci Volkan ve Bekir'di.
Volkan'ın çıkışları klasikti de, Bekir'in incelikli bindirmeleri şaşırtıcıydı.
Sonuç olarak kazanmayı isteyenler kazandı.
Beraberliğe yaslananlar kaybetti.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.