Bir bu eksikti. Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu seçim sürecinde Beşiktaş için yorum yapmamıştı. Benim anlamadığım, teknik direktör Del Bosque konusunda tamamen ve tek suçlu olan başkan Yıldırım Demirören'in başkalarını suçlamak istemesi ve ister istemez Fenerbahçe yönetimi kurulu üyesi Şekip Mosturoğlu'nu da bu yarışın içine sokması. Bir yandan divan kurulu toplantısında çıkıp "Bizim borcumuz neden bu kadar konuşuluyor. Rakip takımların borcu konuşulmuyor" diyerek kendi evinin önündeki çöpü bırakıp, komşunun çöpüne saldıran bir yönetici, diğer yanda ise rakip takım yöneticisini anlamsız bir şekilde bu davanın içine sürüklüyor. Dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakcı da benim yayınıma katılıp "Beşiktaş kendisini iyi savunamadı" demişti. Ortada bu kadar büyük ve tarihe geçecek başarısızlık varken, seçim dönemin içinde böyle bir söylemde bulunmak ne kadar doğru, varın bunun farkına. Çünkü sayın başkan Yıldırım Demirören'in etrafında da farkında olan kimse yok anlaşılan.
Suçlamalar başladı Seçim yaklaştıkça iki aday tarafından suçlamalarla dolu açıklamalar geliyor. Murat Aksu, "Kartal Yuvası ürünleri kongre üyelerine karşılıksız olarak gönderiliyor" diyor. Bu iddianın kabul edilmesini düşünmek bile büyük hata. Beşiktaş kongre üyelerini bir forma, bir anahtarlık bir çanta ile kandıramazsın başkaları gibi. Ben bu hediyeler karşısında (tabii ki gerçekten gönderiliyorsa) Demirören'in oy toplayacağına inanmıyorum. Bu hediyelerden, üyeleri seçim salonuna getirmek için yararlanılsa daha iyi olur. 11 bin kişinin geldiği bir kongre düşünsenize. Salon tıklım tıklım, üyelerin tamamı oyunu kullanıyor. Tam demokratik bir seçim ortamı. Ancak hakkın rahmetine kavuşmuş insanların yerine oy atanların bulunduğu bir ortam değil söylediğim. Düzenli, kavgasız, tartışmasız bir kongre hayal mi? Kendim sordum kendim cevaplayayım: Evet hayal.