Şimdi en güncel soru, Kewell'ın sözleşmesinin uzatılıp uzatılmayacağı. Onu ilk kez Türk futbolunun en büyük takımı UEFA şampiyonu Galatasaray karşısında Leeds formasıyla izlemiştik. Bugün Premier Lig'de dahi olmayan o harika Leeds United takımı müthiş bir çıkış yakalamış, Britanya ve Avrupa'da fırtına gibi esiyordu. 2000 yılının UEFA favorilerindendi. Şanssızlıkları Hagi'li, Hakan'lı, Taffarel'li, Emre'li, Okan'lı, Suat'lı, Bülent'li, Popescu'lu, Arif'li, Hakan Ünsal'lı yedeği Hasan Şaş olan muhteşem takımla karşılaşmalarıydı. Kewell, süper Galatasaray'a elenen harika Leeds'in ele avuca sığmaz, fırtına, muhteşem sağ açığıydı. Büyük bir hayranlıkla, keyifle izliyorduk hızlı ve teknik genç Avusturalyalıyı. Zaten en büyük çıkışı orada oldu. Sonrasında yatay bir çizgi izledi kariyeri. Liverpool gibi üst düzey takımda devam eden başarısını daha üstlere taşıyamadı. Futbolu inişteyken Galatasaray'a geldi. Belleğimizde o kadar güçlü bir yeri vardı ki ismi bile bizi heyecanlandırdı. Bir buçuk yıllık İstanbul hikayesinde hafızamıza kazınan birkaç golü de oldu. Taraftar onu çok sevdi. Profesyonelliği, insanlığı, sempatikliği ile gönüllerde yer edindi.
Tadında kalmalı Şimdi geldiğimiz noktada durumu belirsizliğini koruyor. Gerçekten zor bir durum. Sezon başı muhteşem başlayan takımın yedeğiydi. Aklı ve tekniği yerindeydi ama gücü pek de o kadar değildi. Önünde oynadığı beklerin durumunu feci hale getirdi. Rakibe basma ve sürekli oyunun her alanında oynama felsefesine dayalı Rijkaard sisteminde bence en aksayan taraftı. Tamam, ceza sahası içinde gol vuruşları var, pozisyon hazırlaması var. Ama top rakipteyken geriye yardım edemiyor, adam kovalayamıyor. Hakan Balta onun yüzünden kariyerinin en kötü günlerini yaşadı. İşte böyle zor bir durum Kewell. Harika bir oyuncu, zeki ve akıllı bir futbolcu ama düşüşe geçmiş bir fiziki yapı ile ileriye atılmaya çalışan Galatasaray gerçeği örtüşmüyor. Yönetim de sanırım bu yüzden onunla sözleşme uzatmıyor ki bence son derece haklılar. Bugün böylesine güzel kelimelerle yazdığımız Kewell iki yıl içinde nasıl bir tablo ile karşılaşacak hiç belli olmaz. O yüzden, yazmakta zorlansak da Kewell'in İstanbul macerası tadında kalmalı, sezon sonu mutlu bir finalle bitmeli.