Aslında bir güney gezisi düşünmek mümkündü işler iyi gitse. Düşünün ki şampiyonluğa oynayan 'Avrupa vizyonlu' aslanın nasıl bir taktik anlayış içinde olduğunu bile çözemedik hâlâ... Güney gezisi hissiyatı başımıza geçmesindi... Başta Rijkaard çözümlemeleri yoğunlaştığında kendimizce şöyle çevirmiştik topu; 'Bildiğimiz 4- 3-3 gibi değil Hollandalı'nın taktiği. Önde tek arkada tekli 'hücumcular' düşünürdü Rijkaard. Bursaspor maçında denedi bunu hatırlayalım; Arda önde, Elano arkada gibi... Duvar olacak ve ceza sahası içinde kıvrak salınımlarıyla Arda, kanatları işletecek bir teknik adam olarak Elano... Kötü patladı tabii. Evveli var; Kasımpaşa, Manisa, Belediye... 4-2-3-1 gibi oluyor bazen de ben bunun bilinçli bir tercih olup olmadığı konusunda emin değilim. Kendiliğinden ya da çaresizlikten oluyor gibi. Özellikle esmerin hoşuna gidiyor ileri çıkışlı dolaşan orta saha modeli. O yüzden geçmişten taşıdığı bu beğeniyi Elano'yu diri tutmayı yeğliyor; kızdığı-gücendiği Keita'yı ilk kadronun dışında tutma pahasına...
Kolay mı sanıyorsunuz? Hatta bunun için zaman zaman Kewell'la yeri- mevkii konusunda sıkıntıya düştüğü de biliniyor. Hatta Ayhan'la bile. Ama artık ön hücumcunun arkasında ve orta sahanın önünde kavis çizerek oynayacak bir Lincoln yok. O yüzden ileri ikili düşünecekse Nonda'yı tek bırakarak başlıyor bu kez. Bu maç kolay mı sanıyorsunuz? Havaya girmiş ve orta-uzun erimli hedeflere inanmış-inandırılmış bir futbolcu topluluğu ve teknik kadro var Antalya'da... Azimli adamlar, cevval çocuklar... Çok usta olmak gerekiyor onları bastırabilmek için çok... Geçen hafta Antep'ten puan koparıp geldiler. Diğer maçlarda olduğu gibi çok değişik bir dirençle oynayacak kırmızı-beyazlı ekip. Eğer basarak ve kapatarak oynamazsa Galatasaray'ın Gökhan'dan yoksun yerine Mehmet Topal'ı oturttuğu model, orta sahayı hep eksikkolay geçilen bölümü yapacak... Bu kadar arızi durumlarla yürürken tarihi boyunca tek maç kaybettiği Antalya'da ne yapacak Galatasaray, merak etmiyor değilim doğrusu...