Cuma ve cumartesi başa güreşen rakiplerin kaybettikleri puanların üstüne, bir de Bursa'nın mağlubiyeti eklenince, son haftalarda eleştirilen Galatasaray'ın liderliğe kurulması bekleniyordu. İstanbul BŞB, neredeyse tüm forvetleri sakat olması nedeniyle, Sami Yen'e 18 kişilik kadrosuna PAF takımından oyuncular alarak gitmişti. Son haftalardaki cezasını hâlâ tamamlayamayan Keita ise yine yedek kulübesinde oturuyordu. İlk 45 dakika boyunca birinci ve ikinci bölgede sürekli pas yapan ama üçüncü bölgeye topu bir türlü sağlıklı şekilde geçiremeyen bir Galatasaray vardı. Arada bir birinci bölgeden uzun şişirme toplarla gol aramaya çalıştılar. Ancak bütün bu çabalar, yüzü dönük İstanbul Belediye savunmasında eridi gitti. Galatasaray ikinci yarıya çok daha baskılı ve orta sahasını ileri çıkartarak başladı. Bu çok doğru bir hamleydi ve İstanbul Belediye'yi kendi sahasına hapsetti.
Şuursuzca savunma Uğur Uçar'ın sağ kanat bindirmeleri, ceza sahasında çoğalan Galatasaraylılar'a bol miktarda gol pozisyonu yarattı. Nitekim bunlardan biri de sakatlıktan dolayı rakip eksik kaldığında Hasagiç'in hatasından gol oldu. Teknik heyetin klasik 70. dakika sendromu her zamanki gibi Keita'nın girip Nonda'nın çıkmasıyla gerçekleşti. Bu hamleyi daha erken yapabilselerdi sıkıntıya girmeden maçı daha evvel koparabilirlerdi. Nitekim maçın son 10 dakikasında Galatasaray çok ciddi sıkıntılar yaşadı. Bloklar arasında hiçbir irtibat kalmadı. Şuursuzca gelen Belediye akınlarına Galatasaray savunması da şuursuz bir şekilde dan dun oynayarak ayak uydurdu. Son 15 dakika oyunun bütün inisiyatifini elinden kaçıran Hüseyin Göçek sahadaki futbolculara olduğu kadar tribündeki seyircilere de saç baş yoldurdu. Yine bir fırsat tepildi, yine bir kriz iyi yönetilemedi. Kaybedilen bu iki puan altın değerindeydi.