G.Saray zor günler geçiriyor. Bir yanda takım kaptanı ve altyapı futbolcularının domuz gribiyle boğuşması, diğer yanda basketbolda yaşanan inanılmaz skandal ve zorlu lig mücadelesi. Galatasaray gibi bir takımın kaptanının böylesi kritik bir dönemde sağlığını ihmal etmesini ve kendine bakmamasını bireysel; altyapı futbolcularının yine böylesine riskli bir dönemde sürekli kontrol altında tutulmamasını ise kulüp sağlık ekibinin zaafiyeti olarak değerlendiriyorum. Gelelim basketboldaki skandala... Bunun sportif düşünceyle affedilir yanı yok. Zaten sorumluları da bir bir gerekeni yaptı, yapıyor. Kulüp olarak ilk tepkiler yerinde verildi. Ama bu yeterli mi? Bence hayır. Şimdi Basketbol Federasyonu'nun kararı bekleniyor. G.Saray'ın, federasyonun belirleyeceği cezayı beklemesine gerek var mı? Bence yine hayır. Cezayı kulüp yani onu yöneten yönetim vermeli.
Kulüp ligden çekilmeli "G.Saray kulübü olarak takımı ligden çekiyoruz" açıklaması her şeyi çözecek bir adımdır. G.Saray'a yakışan da budur. Bu adım gelecek nesle örnek olur, sıkıntıyı kökünden keser, caydırıcı bir adımdır. G.Saray yönetimi bu radikal kararı alır mı, almaz mı bilemem ama alırsa en azından vicdanlar rahatlar. Bu arada bu yaşananların mart ayında yapılacak olağan kongrede mevcut yönetime puan kaybettireceği ciddi ciddi tartışılıyor. Ben buna olanak vermiyorum. Çünkü kongrelerin kaderi, profesyonel futbol takımının başarısına endekslidir. O süreçte G.Saray zirvede ve şampiyonluğa koşar durumda olursa kongreye sıkıntılı giren Polat yönetimi güle oynaya çıkabilir. Tersi olmaz mı, pekala o da olabilir. Bu anlamda profesyonel futbol takımının performansı çok önemli. Bu nedenle de bence yönetim, bundan sonra A takıma inanılmaz ilgi gösterecektir. Rijkaard'ın da artık koltuğunda o kadar rahat oturacağını da sanmıyorum. Artık herkes dikkatli ve hesap vermeye hazır olacak.