Bir yanda Fenerbahçe maçında seyircilerin attıkları ile yaralananlar, akan kanlar, kırmızı kartlar, daha doğrusu maçı kaybetmemek için yapılan her türlü melanetler, diğer yanda Fenerbahçe basınının iki şarkıcı kafadarın televizyondaki küfürlü konuşmaları ile birlikte, alaycı ve aşağılayıcı haberleri ile röportajları dostluk sınırlarını aşmıştı. Ve bütün bunların yanı sıra bu haftaki rakibin geçen sezon kendisini hem ligden hem de kupadan elemiş bir takım olması. Her şeyi bir kenara bırakıp tribünlere baktığımızda, iyi gün dostu taraftarların böyle bir günde tribünleri boş bırakması Galatasaray adına çok üzücü idi. Maç başladığında az da olsa Galatasaraylılarda bir endişe vardı. Acabalar içinde hakem Bülent Yıldırım'ın düdüğü ile başlayan mücadelede Galatasaray'ın bu karşılaşmayı kolay kolay bırakmayacağı idi.
Sivasspor'un hali ne? İlk 10 dakikada sarı-kırmızılılar, Sivassspor sahasına yerleşti ve onu hapsetti. Aslında Barış, Arda ve Mustafa Sarp'ın taşıdığı toplar rakip defansı bunaltmaya yetmişti. Gol de bu dakikalarda Barış'ın nefis topuk pası ve Nonda'nın vuruşu ile geldi. Golden sonra Galatasaray'da bir düşüş oldu. Top kayıpları çoğaldı. Altı pas içinde dışarı atılan toplar arttı. Tabii bu düşüşte Sivasspor'un sık sık Galatasaray kalesine gelmesi ve gol aramasının da rolü vardı. Ancak Petkoviç umulmadık bir hata yaptı. 18 içinde topla fazla oyalandı. Arda'nın dokunuşu ile Kewell'ın muhteşem vuruşu ikinci golü getirdi. Ancak Petkoviç'e kızmayan Sivaslıların hakemin üzerine yürümesi ve iki sarı kart görmesi ise çirkindi. İkinci yarı şiddetli yağmurla başladı. Kayda değer not; Normal geçen oyunda, Arda'nın iki gol kaçırması ve Rijkaard'ın santrfor Nonda'yı çıkartıp bek Uğur'u oyuna alması idi. Sonuçta Galatasaray iyi oynamadı ama bitmiş bir Sivasspor'dan daha iyiydi.