Dev maç; stat dışında atılan taşlar, polislerin sopalarını acımasızca kullandığı ve futbolcuların saha içinde, daha maç başlamadan birbirlerine girip kavga edecek hale gelmeleri ile tarihe geçti. Edilen küfürler ise bu çirkinliğin cabası oldu. Bütün bunlar dışında gene maç başlamadan önce sahaya çıkan hakemlerden Tarık Ongun kapalı tribünden atılan sert bir cisimle başından yaralanıp kanlar içinde kaldı ve başına dikiş atıldı. İşte dev maçın daha başlamadan önceki üzüntülü özeti buydu. Oyun başlar başlamaz topu kapıp atağa kalkan Baros'u, Emre sert bir şekilde çelme takarak düşürdü. Baros sedye ile çıkarken yerine Nonda oyuna girdi. Oyunda hücum üstünlüğü Fenerbahçe'de idi. Nitekim 12. dakikada gelen gol de bu üstünlüğün eseri idi. Galatasaray gol öncesi ve sonrası oyunda ne yaptığını bilmeden oynuyor, hata üstüne hata yapıyordu. Galatasaray'da orta saha yok gibiydi. Bu yokluk geri dörtlüyü etkiliyor ve onları oyundan düşürüyordu.
Böyle hata olur mu? Özetle bu yarıda Galatasaray ciddi gollük bir pozisyona bile giremedi. Her akın Fenerbahçe geri dörtlüsünce kesiliyor ve oda Galatasaray kalesinde tehlike yaratıyordu. Franco'nun hatalı kısa pasında Alex'in şutunu tekrar Franco kurtarmasa durum 2-0 olacaktı. Galatasaray çok şanslı bir şekilde devreyi yediği tek golle kapadı. Galatasaray ikinci yarıya Franco'nun yaptığı penaltının gol olması ile başladı. Durum 2-0'dı ve Galatasaray da olumlu yolda değişiklik yoktu. 56. dakikada Hakan Balta'nın golü geldi. Durum 2-1 oldu. Arda çıktı, Kewell girdi. Dakikalar ilerlerken oyunda Roberto Carlos Keita'yı sarılıp düşürdü, o anda Keita da Carlos'a vurunca kırmızı kart gördü. Özetle ne Arda, ne Nonda ne de diğerleri "iki yıldızın" üstüne çıkamadılar. Maç da, Güiza'nın attığı üçüncü golden sonra "Saracoğlu'nun kaderi" ile sona erdi.