Maç öncesi Fenerbahçe'nin Gaziantep'teki yenilgisi ile beş puanlık farkın ikiye indiği haberi büyük sevinç yarattı. Ancak "Üç büyüklerin biri kaybettimi diğeri de kaybeder" felsefesi bir kısım Galatasaraylı'yı maç sonuna kadar endişeli beklemeye mahkum etmişti. Kısacası Trabzonspor maçı Galatasaray'ın mutlaka kazanması şart olan bir karşılaşmaydı. Sarı-kırmızılı takım sahaya çıktığında kurulan takımın en iyi 11 olduğu belli oluyordu. Nonda ve Elano asık suratla kulübede otururken, sakatların iyileşip oynaması Galatasaray'ın gücünü artırmıştı. 23. dakikada Kewell'ın attığı gole kadar maç gerçekten çok yüksek bir tempo ile oynanıyordu. Sahanın en iyilerinden biri olan Keita'nın süper pasları ve arkasında onu destekleyen Sabri'nin iyi oynayışı alkışlanıyordu. Galatasaray, Trabzon'u bunalttığı anlarda Servet'le 2-0'ı yakalayınca rahatlar gibi oldu. Trabzonspor, Galatasaray kalesine ani akınlarla dalıp gol şansı ararken bir pozisyon da Tayfun'un golü geldi.
Alkışlanacak mücadele Bu devre gerçekten çok yüksek tempolu heyecanlı geçti. Bunda Keita, Sabri ve Arda dışında orta sahada Ayhan-Mustafa Sarp ikilisi ile geri dörtlüde yan yana oynayan Gökhan-Servet ikilisinin rolü büyüktü. İkinci yarı başlarken, Galatasaraylı taraftarların ilk yarıdaki müthiş tezahüratının devam etmesi görülmeye değerdi. Ancak sahada oynayan Galatasaray, ilk yarıdaki gibi değildi. Topu ayağında fazla tutuyor. Pas hatası yapıyordu. Colman'ın skoru 2-2 yapan golü de Ayhan'ın hatasından olmuştu. Golden sonra sarı-kırmızılılar kendine geldi. Trabzonspor rakibini sahasına hapsetti ve iyi oyun, iki gol birden getirdi. Önce Arda sonra da Baros tribünleri ayağa kaldırdı. Ancak sahadaki mücadele ve tempo alkışlanacak kadar güzeldi. Colman, Galatasaray defansını boş yakalayıp skoru 4-3 yaptı. Sarı-kırmızılı takımda Hakan durgun, Baros ise yorgundu.