Beşiktaş camiası bugüne kadar yaşanan olumlu-olumsuz tüm gelişmeleri doğru değerlendirip, kongreye kadar olan süreci iyi yönetmek zorundadır. En başta da yönetim... Kişisel hırslarla potansiyel rakipleri korkutmak, tetikçi internet siteleriyle saldırmak, tribünleri birbirine düşürecek tavırlardan uzak durmak şart. Buna karşılık Beşiktaş'ı yönetmeye talip olanlar da, tutarlı ve kararlı olarak her türlü küçük hesaptan uzak durmalıdırlar. Her kim aday olacaksa bin kez ölçüp bir kez biçmelidir... Şov için ya da güçlü bir rakibi zayıflatmak için ortaya çıkacak olan "Bay bölenlere" değer vermemek de en başta kongre üyelerinin görevidir. Beşiktaş büyük bir camia... Öyleyse bu camiayı yönetecek olan yeni isimleri seçmek için yola çıkarken iktidarı da, muhalefeti de ilkeli davranmalı ve tarihe karşı sorumluluk taşıdıklarının bilincinde olmalıdır.
'İrlandalılar ile' olmaz! Kısır çekişmeler, şahsi hesaplar, bel altından vurmalar Beşiktaş'a zarar vermek dışında bir amaca hizmet etmez... Ortak paydası Beşiktaş olanlar ortak akılla hareket etmeyi de öğrenmelidir. Güçlü bir yönetim, Beşiktaş'ın çağı kaçırmasını önleyebileceği gibi rakiplerini her alanda geçmesini de sağlayacaktır. Kimse borçları bahane etmesin. 30 sene önce Mehmet Üstünkaya çok daha ağır tabloyla karşı karşıya olmasına rağmen doğru politikalarla müthiş bir hamle yaptı. Beşiktaş bu hamleyle yılların şampiyonluk özlemine son verirken altı yıl gibi kısa bir dönemde ezeli rakipleriyle arasındaki tüm istatistikleri tersine çevirdi... Resmen tarih yazdı. İşte bu nedenle tüm kongre üyeleri gelişmeleri çok iyi takip etmeli ve genel kurula gidip Beşiktaş için oy kullanmalıdır. Oy verirken de Beşiktaş'ı aydınlık yarınlara taşımaya çalışanlarla kendi kuyruklarını kurtarmak isteyenleri mutlaka ayırt etmelidir... Tabii ben kongre üyeleri derken Beşiktaşlıları kast ediyorum!.. Çeşitli dönemlerde seçim hesaplarıyla Beşiktaş'ta üye olup oy kullanan Fenerbahçeli ve Galatasaraylıları değil. Bilmem anlatabildim mi?