Galatasaray artık bu ligin çok üstünde bir takım. Beşiktaş derbisi öncesi de bu nedenle herkesin favorisi oldu. Rijkaard tabi ki bu takıma çok şey kattı. Yönetim bu sezon Hollanda'lı hocayı getirmekle süper bir iş yaptı. Takıma göze hoş futbol oynatıyor, seyredenlerde bundan zevk alıyor. Aslına bakarsanız takımın as futbolcuları Beşiktaş maçı öncesi çok yorgundular. Bunların başında sarı- kırmızılıların en önemli ismi Arda geliyordu. Onu Servet, Baros ve Elano takip ediyordu yorgunlukta. Ancak rotasyon yapmakta mümkün değildi bu karşılaşmada. Arda'yı dinlendirsen onun yerine oynayacak Elano ondan beter yorgundu. Bu nedenle çıkabilecek en iyi 11 sahadaydı. İlk yarıda bu kadro Beşiktaş'a karşı bariz üstünlükle oynadı. Sağda Keita'yı tutmak mümkün olmayınca atakların büyük bölümü sağ kanattan geldi. Sol kanatta ise büyücü Kewell vardı ki ne zaman ne yapacağı hiç belli değil.
Taraftarı memnun ettiler Sarı-kırmızılılar, ilk yarı da tek gol atmalarına rağmen tribündeki taraftarlarını oynadıkları futbolla memnun etmesini bildiler. İkinci yarının başlarında yorgun Arda yerini başkan yorgun savaşcı Elano'ya bıraktı. Zaten bu yarının başlarında Galatasaray'da yorgunluk belirtileri de tamamen kendini göstermeye başladı. Oyunu biraz kendi alanlarında kabul etmek zorunda kaldılar. Ama sarı- kırmızılı takımın kontratakları Baros'la ikinci golü getirdi. Oysa ikinci yarıya konuk takım Beşiktaş iyi başlamıştı. Zaten bu golden sonra siyah- beyazlı takım iyice dağıldı, Baros Cimbom'un üçüncü golü atarak kartalın kanatlarını kırdı. Aslında bu Galatasaray artık ne zevk veriyor ne de heyecan. Gelene gidene 3-4 atarsa bu işin zevki de kalmayacak. Bu maçta özellikle Sabri'yi de kutlamak lazım, çünkü bütün yorgun arkadaşlarının açıklarını kapattığı için. Gerçekten maçın en iyi isimlerinden biriydi.