Rijkaard'ın sahaya sürdüğü 11'e baktığımız zaman doğrusu biraz şaşırdık. Öncelikle defans dörtlüsünü tamamen değiştirmiş. Milli takımın da defansını oluşturan Sabri, Servet, Gökhan ve Hakan Balta ilk 11'de yoktu. Hatta Servet'in ismi ilk 18'de bile yer almıyordu. Herhalde bunun iki nedeni olabilir. Birincisi; millilerin yorgun olabileceğini düşünerek onları dinlendirmek. İkincisi de perşembe günü oynayacakları Avrupa Ligi maçı için bazı oyuncuları daha diri tutabilmek. Kadroda rotasyon yapmak için çok erken, daha sezon başındayız. Rijkaard yapmış ne diyelim, herhalde en iyisini o bilir. Maça gelince sarı-kırmızılı takım iyi başladı. Sağlı sollu ataklarla rakibini bunalttı ama aradığı golü bulamadı. Rakip Denizlispor ise ilk önemli atağında golü bularak öne geçti. İlk yarının son saniyelerinde ise Denizlisporlu Caner ceza sahası içinde topa elle müdahale edince kazanılan penaltıyı Kewell gole çevirerek ilk yarıda eşitliği sağladı. İkinci yarı Arda önderliğinde daha fazla golü düşünen takım Galatasaray'dı. Özellikle Arda sahanın her yerine koşarak büyük bir efor harcadı. Bunun karşılığını da takımının ikinci golünü atarak aldı. Bu arada yeni transfer Keita'yı tutmak da mümkün görünmüyordu. Nitekim hızlılığı sayesinde takımının ikinci penaltısını da kazandırdı. Topun başına geçen Kewell bu atışı gole çevirince fark da ikiye çıktı. Bu golden sonra Denizlispor iyice dağıldı. Yine Keita rakip ceza alanına hızla daldı, Baros'a "al da at" pası vermek isterken Burak'ın ters vuruşu sayesinde fark 3'e çıktı, Denizlispor iyice havlu attı. Sarı-kırmızılılar bu maçta da gol şovuna devam ederken, bu sezon şampiyonluğun da en büyük adayı olacakları şimdiden belli.