Hayat istikrardır, hayat disiplindir, hayat inanmaktır, hayat mücadeledir ve hayat adam gibi yaşamaktır... Önce Sion ve ardından Manisapor maçında görüldü ki Fenerbahçe inanılmaz bir rehavet içinde... Rahavet ve rakibi küçük görme hastalığı tedavi edilmedikçe şampiyonluklar da avucumuzun içinden uçup gider... Güçlü rakiplere karşı inanılmaz bir üstünlük sağlayan Fenerbahçe sıra ligin alt sıralarındaki rakiplere gelince inanılmaz bir çöküş yaşıyor... Geçtiğimiz sezonlarda bunların örnekleri çok, Aydınspor, Gaziantep, Manisa yenilgileri, Kocaeli beraberliği, kupada Pendikspor faciası hâlâ aklımızda...
Son Diyarbakırspor ve Manisaspor maçlarında görüldü ki, rakipler 'sert futbol' adı altında resmen kırıp geçiriyor, tekmeler havada uçuşuyor, hakemler de buna çanak tutunca ipin ucu kaçıyor... Bu böyle de devam edecek... Üstelik artarak... Başkan Aziz Yıldırım'ın şu sözlerini anımsamakta fayda var: "Savaşan bir takım yaratacağız...'' Peki yaratıldı mı? Bakın ben bundan pek emin değilim... Ligin 4. haftasındayız, sadece Gökhan Gönül ve Emre Belezoğlu'nun canla başla mücadele ettiğine şahit oldum... Oyuna son dakikalarda giren Semih ve Mehmet Topuz' a ise şapka çıkartıyorum...
SOL YOL GEÇEN HANI Şimdi onlara biraz da Lugano katıldı o kadar... Alex bildiğimiz gibi, Santos'un öyle bir tarzı yok. Cristian bir parlıyor bir sönüyor... Manisapor'un attığı goldeki hatası affedilemez. Kazım çocuk gibi, kafasını laubalilik yerine 90 dakika boyunca oyuna verse neler olur neler... Roberto Carlos sanırım 'Ligin ilk yarısı bitse de gitsem' diyor... Maşallah sol kanat yol geçen hanı... Fakat bütün bunların yanında bu takımın bir de teknik direktörü var... Testi kırılacak farkında değil... Fenerbahçe gibi büyük bir takımın futbolcusu rehavete giriyorsa teknik direktör şapkayı önüne koyup düşünmeli... Ligde küçük takım olmadığını bilmeli... Kazanan takımı bozmamalı... Öncelikle, Alex ve Semih'in futbol dilinin aynı olduğunu bilmeli... Nitekim Semih oyuna girdikten sonra gelen iki golü ve galibiyeti iyi analiz etmeli... Mehmet Topuz'u bu takıma monte etmeli, Hata üstüne hata yapan Cristian'ı da neden 90 dakika oyunda tuttuğunu sorgulamalı... Sahada tel tel dökülen Bekir'e gösterdiği töleransın hesabını vermeli... 'Bekir'i kazanacağım' diyorsa hata eder... Gökhan Gönül nasıl bir kez giydiği formayı bir daha çıkartmadıysa Bekir bey de aynı istikrarı göstermeli... Gösteremiyorsa maçları tribünden izlemeli... Burası Fenerbahçe A Takımı, futbol okulu değil... Herr Daum, kimsenin gözünün yaşına bakmayacak... Hakemlerin tutumu belli... Rakip takımın oyuncularına üç kez tekme atmadan kart göstermiyorlar... Geçtiğimiz hafta Ziya Doğan'ı kınamıştım, futbolcularına verdiği 'sert futbol' talimatı yüzünden, bu hafta da Mesut Bakkal aynı tarifeyi uyguladı... Üzgünüm bu iki hocayı da beğenirdim... Ama bunlar çirkin, böyle futbol da olmaz, futbol adamlığı da... Tekme tokatla puan kazanacaksanız buyrun devam edin... Fakat ben şimdi bu takımların Galatasaray ve Beşiktaş'la yapacakları maçları bekliyorum... Bakalım nasıl oynayacaklar? Hakemler sert futbola bu kadar anlayış gösterecekler mi? Hiç sanmıyorum... TV'de Sergen'i izliyorum, maçı yorumluyor... Veriyor, veriştiriyor... Ergin'e yapılan penaltıymış, ofsayt yokmuş, Emre ahlaklı olmalıymış... Manisaspor katledilmiş... Bu Sergen, son Beşiktaş yıllarında Galatasaray'a gol atmamak ve attırmamak için 18 çizgisinden forvetlere pas vermeyip gerisin geriye kalesine dönen Sergen... Ama Allah büyük... Aynı Sergen hemen iki dakika sonra Manisaspor'un çok sert oynadığını ve normal olarak 9 kişi kalması gerektiğini de ağzından kaçırıyor... Sonuç olarak, tırnağın varsa başını kaşırsın... Biz cesurca ve savaşarak oynayalım, gerisi lafı güzaf... Durun bakalım daha neler göreceğiz neler!..
İDDAA etme Rıdvan Dilmen! Şimdi nereden çıktı bu demeyin... Hiç yakıştıramadığım işlere bulaşmış hoca... Herkes her şeyi bilemez... 'Gol olur' dedin oldu... Göle maya çaldın, yoğurt da tuttu... 'Dağ fare doğurur' dedin o da çıktı... Fakat malum konuda ısrar da etme, IDDAA'da... Çünkü çok başarısızsın. Bildiğin işi yap... Sana inananlara zarar verme!... EKRANIN SPOR YÜZÜ Televizyonlarımızda bu hafta çok ilginç prgramlar ve çok ilginç diyaloglar yaşandı... İmkanlarım ölçüsünde izledim, tespitlerde bulundum... Buyrun paylaşalım...
* * * Teke Tek mi, 3'e tek mi? 'Teke Tek de nerden çıktı' demeyin... Sayın Fatih Altaylı Habertürk'teki programında bu hafta Diyarbakırspor- Fenerbahçe maçındaki olayları ele aldı... Yorumcuları Erman Toroğlu ve Serdar Ali Çelikler'di, konuğu ise Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer... Programın adı 'Teke Tek' ancak son dönemler 2'ye veya 3'e tek olmaya başladı... Fakat programdan alınacak ders şuydu, Altaylı kimsenin sözünü kesmedi... Herkes istediği gibi konuşup derdini anlattı...
* * * Musa Çözen ders versin? NTV, Efes Cup'ı yayınlıyor... Maçları izlemeye çalışıyorum, izleyemiyorum... Bir kamera bozuk... Yakın plana geldiğinde parazit yapıyor, görüntüler mozaikleşiyor... Sinir bozucu... Kamera bozuksa değiştir, kameraman cahilse, değiştir, resim seçici bilgisizse, değiştir, yönetmen ilgisizse değiştir... Ama yok, inatla o bozuk kamerayla yayın yapıldı. Ben de doğal olarak kanal değiştirdim... Naklen yayın önemlidir, tehlikelidir, ciddi ve disiplin ister, Bilmiyorsanız, danışın Musa Çözen orada. Lig TV'de yıllardır kusursuz işleyen saat... Rica edin ders versin...
* * * Ertem Şener'in şanssızlığı? STAR TV- Süper Kupa finalinde Ertem Şener uzatmalara giden karşılaşmada tam 115 dakika güzel bir anlatım sergiledi. Ancak bu dakikada Monaco ile ses bağlantısında bir sorun oluştu ve görüntü olmasına rağmen ses gitti. Bu sırada da Barcelona'ya süper kupa şampiyonluğunu getiren gol geldi ve Ertem Şener'e bu golü anlatmak nasip olmadı.
* * * Ne küfür etti söylesene? KANALTURK- Fenerbahçe- Manisa maçı sonrası Telegol'ü izliyorum... Serhat Ulueren anons ediyor 'Şimdi stada bağlanıyoruz ve arkadaşımız Devrim'in röportajlarını izliyoruz'... ... Ve Devrim ekranda... Konuğu Manisaporlu Nizamettin, Emre ile kavga eden futbolcu... Devrim soruyor 'Neler oldu Emre ile aranızda?'... Devrim anlatıyor, sert girdi vs... Peki diyor Devrim, 'hakem Emre'yi niye attı?' Nizamettin cevaplıyor 'Küfür etti. Ağır bir küfür... İşte bomba burada patlıyor, inanılır gibi değil ama Devrim şu soruyu da soruyor 'Emre'nin ettiği küfürü söyler misin? Nizamettin akıllı çocuk 'Olur mu abi çok ayıp'... Aynen böyle, Nizamettin aptal olsa söylese, kanal kapanacak....
* * * Kral, ders veriyor Selçuk Yula, Cine 5'te Erhan Köknar yönetimindeki Telefutbol programında yorum yapıyor... Sadece yorum yapmakla kalmıyor, yorumculuk dersi de veriyor... Diğer meslektaşları Osman Tamburacı ve Sanlı Sarıalioğlu zaman zaman şova kaçsalar da kaptan Selçuk Yula geminin dümenini rotadan saptırmıyor...
* * * Zor iş, zamanında yapmamız gereken fakat yapmadığımız kolay işlerin birikmesiyle meydana gelir. J.J.Rousseou
