Milyon euro'lar harcanmış, yeni bir takım kurulmuş, hedefler büyük... Takım UEFA'da emin adımlarla ilerliyor, lige geçmiş yılların aksine iyi bir başlangıç yapılmış, birlik ve beraberlik sağlanmış, taraftarlar her türlü kışkırtmalara rağmen tribünleri dolduruyor... İşte birileri için en kötü tablo; Fenerbahçe'de her şey yolunda... Sezonun ilk maçı ve ilk deplasmanı olan Denizli'de başlıyor mide bulandırıcı olaylar.... O Denizli ki, 1986/87 sezonunun son maçında Beşiktaş'ı devirip, Galatasaray'ı şampiyon yapmış... O Denizli ki 2005/06 sezonunda Fenerbahçeyi konfetilerle, fişeklerle, kornalarla ve hakem Selçuk Dereli yönetiminde maça tam 16 dakika ara vermiş ve 1-1'lik sonuçla Fenerbahçe'yi durdurmuş ve yine Galatasaray'ı şampiyon yapmış... Galatasaray lehine şaşırtan istikrar... İşte yine o Denizli'de bu kez elektrikler kesiliyor... Yarım saati aşkın maç duruyor... Amaç belli; Fenerbahçe'nin hızını kesmek.. Ama Fenerbahçe elektrik değil ki kesesin... Takır takır futbol oynayıp maçı 2-0 kazanıyor... Yani, yanlış hesap Bağdat'tan dönüyor... Bu bir şey değil...
AYIPTIR, GÜNAHTIR Asıl önemlisi Diyarbakır'da yaşanıyor... İnanılır gibi değil... Diyarbakır'da geçmiş yıllarda yaşananlar ortada... Ama ne hikmetse Merkez Hakem Kurulu böylesine kritik bir bölgedeki maça Suat Aslanboğa'yı atıyor... Adeta bu maç için yaratılmış olan Bünyamin Gezer saha kenarında, yani 4. hakem... Daha maç başlamamış, hakemin yüzüne bakıyorum peynir gibi... Üstad tedirgin... Bu maçı kaldıramayacak... Nitekim maç başlıyor, Diyarbakırspor son derece agresif ve sert futbolu tercih ediyor.. Tekmeler havada uçuşuyor.. Ayıptır, yazıktır, günahtır... Böyle futbol mu olur... Bu nasıl bir spor anlayışı... Bu zihniyetle Fenerbahçe'yi 10-0 yensen ne olur... Şimdiye dek hayranlıkla izlediğim Ziya Doğan'a hiç mi hiç yakıştıramadım... Yazıklar olsun... Hani derler ya "Başarı için her şey mübahtır" aynen bu mantıktaydılar... Ancak olayın asıl düşündürücü olan yanı bütün bu gaddarlığa hakem de seyirci, kılını bile kıpırdatmıyor... Hele sağ kanatta bir 8 numaralı oyuncu vardı ki adı Erdal sormayın... Resmen biçti Gökhan ve Kazım'ı hem de defalarca, acımasızca, haince... Hakem bunu da görmüyor... Aynı Erdal hakeme el kol hareketleri ve sözlü saldırada bulunuyor Suat efendi hâlâ sessiz... Fenerbahçeli futbolcu saha kenarına taç atmaya gidiyor, tribünlerden bomba, taş, pet şişe içinde idrar, domates, çakmak bozuk para yağıyor, Suat efendi ilgisiz... Futbolcular kafalarına yağan koca koca taşları hakeme gösteriyor, hakem Suat efendi görmemek için suratını çeviriyor... Arkadaş ya futbolcunun kafasına gelse o taş, kafası patlasa ne yapacaksın... Senin akraban olsa o futbolculardan birisi bu kadar duyarsız kalabilir misin... Sonunda 4. hakem Bünyamin Gezer'in zoruyla kerhen anons yaptırılıyor... Ama kimin umurunda, taş ve bilumum maddeler yağmaya devam ediyor... Saha kenarında ısınan Özer'in ayağına giyotin gibiş bir taş geliyor... Tribünlerde eli bıçaklılar kol geziyor...
SARVAN HAZRETLERİ Resmen can pazarında Fenerbahçe... Sanki bu takımın kaderi, Ali Sami Yen'de de aynı, Diyarbakır da da... Oğuz Sarvan hazretlerinin tercihi, böylesi bir maça tayin edilen hakeme bakın... Ne sandılar acaba, Denizli de çekemedikleri el frenini Diyarbakır'da mı çekeceklerdi... Fenerbahçeli futbolcuları ve özellikle Emre'yi tebrik ediyorum... Maçın başında Roberto Carlos ile Diyarbakırsporlu Barış arasında yaşanan tartışmada hakeme bile müdahale edip kart görme pahasına olayın büyümesine izin vermediği için... Defalarca yazdım... Yine hatırlatayım... Başkan Aziz Yıldırım'ın Uğur Dündar'ın Arena programında hakemlere sitem edip "Gerekirse yabancı hakem getirelim" sözlerinin intikamını almak ister bu hakemler... "Vay sen yabancı hakem istersin ha gelsin seni şimdi yabancı hakemler kurtarsın" derler bu hakemler... Göreceksiniz, daha neler yapmak isteyecek bu hakemler... Ama başaramayacaklar, "Yanlış hesap Bağdat'tan döner"... Fenerbahçe'yi durduramayacaklar. Aziz Yıldırım, hakemlere savaş açarken, aynı programda yanında oturup ağzını açmayan ve 'Aman bu topa girmeyelim. Aziz, hakemleri karşısına aldı' deyip içten içe hesap yapan Adnan Polat ile Sadri Şener, kendi canları yanınca ne yapacaklar merak ediyorum... Bu ülkede haysiyeti şerefi olan hakemler de var... Hiç korkum yok, Galatasaray da Beşiktaş da tökezleyecek... Neye mi güveniyorum? Şimdilik iki takımın iki tecrübeli futbolcusunun şu sözlerine; 1- Hasan Şaş: "Yönetim Florya'da petrol mü buldu." 2- Nihat Kahveci: "Henüz peşinatım yatmadı..." Evet, şimdilik, bunlara....
EKRANIN SPOR YÜZÜ Yeni bir köşeye başlıyorum... Bundan böyle ekranlardaki spor programlarını mercek altına alacak ve tespitlerimi sizlerle paylaşacağım... Örneğin... Maraton'da Şansal ağabeyi ve Erman hocayı zevkle izliyorum... Adeta program yapmıyorlar, evlerinde dost ortamında sohbet ediyorlar... Birbirlerine son derece saygılılar... Ne sen-ben kavgası yapıyorlar, ne de laf yarışı... Gençlerbirliği-Beşiktaş maçından sonra Şansal abi, Mustafa Denizli'nin geçtiğimiz yıl sabahlara kadar uyumadığını ve şampiyonluk için fedakârlık yaptığını anlatınca, Erman hoca "O zaman kimse uyumasın şampiyon olsun" gibi bir cevap yapıştırdı... Ayıp etti.. Nitekim Şansal abi de "Emeğe saygı" diyerek olayı kapattı... Nazar değmesin diyelim... Ancak o programda Erman hocanın siyah tişörtünü beğenmedim.. Göğüsleri fazla fırlamıştı. Umarım yağ değil kastır...
***
Gelelim Serhat'a... Diyarbakır-Fenerbahçe maçından sonra 'Telegol' yakışırdı... Olaylar, goller, kartlar, biber gazı, pet şişe içinde sahaya atılan idrarlar vs... Kısacası maçta her şey var ama Serhat Ulueren Bodrum'da... F.Bahçe'nin eski başkanı Ali Şen'in yanında... Sanki lig maçı yokmuş gibi... Yadırgadım...
***
Ya şu Futbolig... Selçuk Yula ve Ertem Şener hariç diğer yorumcular sanki silah zoruyla programa çıkartılmış... Bilgin Gökberk, istediği soruları cevaplıyor, istemediklerine surat asıyor... Bir ukalalık ki sormayın... Cem Dizdar, adeta şantiyeden gelmiş, saç sakal birbirine karışmış... Sen izleyiciye saygı duymazsan, o da seni izlemez...
***
Ya Faik Çetiner'e ne demeli! İnanılır gibi değil... Eski Merkez Hakem Komitesi Başkanı Bülent Yavuz, pozisyonları yorumluyor... Ancak başta Faik Çetiner olmak üzere bazı yorumcular resmen gırgır geçiyorlar Bülent Yavuz ile... Üstadım madem Bülent hocanın fikirlerini beğenmiyor ve güvenmiyorsun o halde ekrana çıkarma sevgili Faik... Sen gırgır geçersen seyirci seni ciddiye alır mı?..
***
Bir de Mustafa Doğan vakası var... Futbolculuğunda iyi bir savunmacıydı ama hiç bir zaman iyi ortalar yapamadı... Şimdi NTV Spor'da yorum yapıyor... Sergen maçların ve olayların analizini yapıp pası Mustafa Doğan'a veriyor... Ancak Türkçesi de iyi olmayan Doğan eveliyor geveliyor, ne dediğini kimse anlamıyor... Sonuçta program güme gidiyor...
***
Son olarak yine Günaydın Futbol... Öztürk beyi uyarmak isterim, Atilla abiye özenmesin. Çünkü o hep kiloluydu ve ona yakışıyor...
* * *
ANALiZ Özgüven Zarif Emektar Realist
* * *
Banka hesapları,ordulara karşı koymaktan daha tehlikelidir. Jefferson
