Galatasaray takımı yavaş yavaş beklenen düzeyde oynamaya başladı. Herkes yerini ve görevini biliyor, disiplinden uzaklaşmıyorlar. Daha çok takım oyunu sergiliyorlar. Rijkaard da sarı-kırmızılı takıma adeta renk getirdi. Kısa sürede bu takımda çok güzel işler yaptı. İlk yarıya baktığımız zaman 3 golde duran toplardan geldi. Galatasaray'ın birinci golü serbest vuruştan ortalanan bir topla olurken, 2. golü de kornerden Makukula'nın kendi kalesine attığı golle geldi. Konuk takımda ilk yarıda attığı tek golü bir korner atışında buldu. Burada iyi olan geçtiğimiz sezonlarda Galatasaray duran toplardan bırakın gol bulmayı tehlike bile yaratamıyordu. Bir de kendi kalelerinde duran toplardan yediği düzinece goller de vardı. Rijkaard'ın gelmesi ile demek ki çok önemli katkılar sağlamış takıma. Bu sezon bir beklenti de gol ortalamalarının 3'ün altına düşmeyecek olması. Şu andaki görüntü onu gösteriyor. İlk yarı da Galatasaray çok güzel oynamasa da rakibi karşısında 2 gol bulup, ikinci yarıya 2-1 üstün çıkmasını bildi. İkinci yarıda ise Keita'yı ve sakatlanan Hakan'ı oyundan alan Hollandalı hoca Elano ve Uğur'u oyuna aldı. Bana göre Uğur sol bekte zorlanırdı, Elano oyuna girdikten sonra Keita'yı çıkarmayıp Arda'yı defansın soluna çekse daha mantıklı olurdu gibime geldi. Çünkü Arda defalarca defansın solunda oynamış ve o tecrübeye sahip bir futbolcu. Keita'da ilk yarıda rakibi en çok yıpratan isimdi, çıkması biraz hata oldu. Ancak bu hatayı yeni transfer Elano yaklaşık 30 metreden muhteşem bir gol atarak farkı ikiye çıkardı. Haftalardır kötü oynayan Baros bu maçta biraz formda olsa fark daha da artacaktı. Mustafa Sarp'ın her geçen gün yükselen formu ise taraftarları sevindiriyor, onun da hakkını yememek lazım.