Süper Kupa'yı kazanarak sezona eksra moralle başlayacak Fenerbahçe'de en çok dikkatimi çeken nokta futbolcuların maç sonu açıklamaları oldu. Özellikle Volkan Demirel'in söylediklerine dikkatinizi çekmek isterim. "Daum faktörünün büyük etkisi var. Antrenman teknikleri ve dostça yaklaşımlarıyla bizi yeniden yarattı" diyor milli kaleci. Kitabında "Futbolcular büyük çocuklar gibidir" diyen Desailly'nin unutamadığım bir tespiti de şudur: Eğer antrenör yaptırmayı bilirse, antrenman çocuk futboludur, oyuncunun içinde yeniden uyanan futbol zevkidir" Mutlaka anımsayacaksınız, ısrarla bir futbol takımının yarattığı düş kırıklığında, eleştiri sıralamamızı yönetici- teknik direktör- futbolcu şeklinde yapılmasını önermişimdir. Bilimsel olan da budur. Çünkü takım oyunlarında oyuncunun kapasitesine ulaşması salt kendi iradesiyle mümkün olmuyor. Zaten "maç antrenmanda kazanılır" denmesinin ve futbolcuların sürekli kapasitesine denk düşen performansa ulaşamamasının nedeni de budur.
İki Güiza arasındaki fark Geçen sezonki ile (sezon başı hazırlıklarına geç katıldığı halde) şimdiki Güiza'nın performansına bakmak bile, teknik direktörün ve antrenman yöntemlerinin önemini anlamaya yeter. Yani futbolcuyu rezil veya vezir yapan en önemli unsurlardan biri hocadır. O halde şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, istisnalar dışında bu sezon her futbolcu kapasitesine yakışan şekilde oynayacaktır. Zira oyuncusundan üst düzeyde verim almasını bilen bir teknik heyet var başlarında. Ancak önemli hedefleri bulunan takımların amacına ulaşması için çok değerli teknik direktörler de yetmeyebilir. Sonuçta futbol, futbolcuyla oynanıyor. Başarının birinci şartı kadro kalitesi olduğuna göre, yönetimin o doğrultuda bir kadro kurması zorunluluktur. Dolayısıyla Süper Lig adına mevcut kadrodan alternatifler üreterek defanstaki sorunu asgariye indirebilir Alman teknik direktör. Ama Avrupa Ligi'nde üst düzey rakipler karşısında korkarım ki Daum bile yetmeyecektir.