Avrupa Ligi ön eleme maçına bir hafta kala, Almanya'daki hazırlık kampını tamamlayan Fenerbahçe, dün İstanbul'a geldi. Sezon başı hazırlık kamplarının (iyi değerlendirildiğinde) sayısız yararları var. Uyum, fizik güç ve zaaflar konusunda teknik heyete önemli göstergeler sunar bu tür süreçler. Alman teknik direktörün açıklamalarına ve tavrına bakıldığında, Fenerbahçe hem çalışma temposu, hem de yeni takviyelerle olumlu yönde aşama gösteriyor gün geçtikçe. Takımının, Hoffenheim maçının ilk yarısında gösterdiği performansı övmesi, Cristian ve Santos'un transferini "İhtiyaç duyulan yerlere adam aldık" şeklinde yorumlaması bunun kanıtıdır. Mutlaka öyledir. Çünkü Aykut Kocaman'ın izleyerek anlaştığı bu iki Brezilyalı için Daum onay vermiştir. Bu durumda ön libero ve sol kanat sorununa çözülmüş olarak bakmak düşer bize. Tabii şimdilik. Bekleyip göreceğiz. Ama hâlâ yeni bir transfer beklentisi var Daum'un. Zaten çok zengin insanlarla teknik direktörler arasındaki en büyük benzerlik de budur. Birinci gruptakiler bir türlü paraya, ikinci gruptakiler ise futbolcu alınmasına doymaz.
Kadro çok kaliteli Alınmasına alınsın da işin şu aşamaya bırakılması hoş değil bence. Sezon başı hazırlığını arkadaşlarıyla yapmış bir futbolcu, her zaman kadroya sonradan dahil olmuşa göre avantajlıdır. Dolayısıyla Fenerbahçe gibi önemli hedeflere göz dikmiş bir takımın, kadronun ihtiyaç duyduğu takviyeleri haziran başında yapması gerekirdi. Kaldı ki kadroyu fazla şişirmenin de anlamı yok. Zira hem kulübün bütçesine, hem de oynama şansı bulamayan futbolculara yazık olur. Özer, Topuz, Uğur, Vederson, Selçuk ve Deniz'in ilk 11'e girme savaşı verdiği, Semih gibi bir golcünün yedek kalma ihtimaliyle baş başa kaldığı bir kadroya sıradan takviyeler yapılmasını doğru bulmuyorum. Bu aşamadan sonra (defans, orta saha veya forvet fark etmez) alınacak futbolcunun gerçekten bir yıldız olması gerekir. Çünkü Daum'un elindeki şu kadro önemli oyunculara ve deneyime sahiptir. Güiza zihinsel ve fiziki açıdan hazır hale getirilirse, Özer ve Mehmet Topuz sağlık sorunlarından kurtulursa, (birlikte oynayacakları ilk sezondan ötürü) Bilica-Bekir veya Bilica-Önder arasındaki uyumsuzluk giderilirse, şampiyonluğun en büyük adayı olur Fenerbahçe. Ama altını çizdiğim sorunların bir an önce çözülmesi halinde...