G.Saray'da Rijkaard transferinde gerçek şu ki kulüp üzerine boylu boyunca serilmiş ölü toprağını şöylesine bir havalandırmaya yetti. Hep derdik bu kulübe dünya markası bir isim gerek diye. Çünkü müzesinde UEFA Kupası'nı da barındıran G.Saray zaten dünya markası. Sarı-kırmızılı kulübü hak ettiği yere getirmek için yönetici olarak küçük düşünmeyeceksin, vizyonunu daraltmayacaksın. Avrupa fatihi unvanı kolay alınmıyor. Avrupa'yı fethedeceksin, marka kulüpler önünde dize çökecek ve taraftarlarda bu unvana seni layık görecek. Açık söylemek gerekirse son 8 yıldır G.Saray yerinde sayıyor, hatta patinaj yapıyordu. Türkiye liglerini kastetmiyorum. Benim derdim Avrupa, zaten G.Saray yeniden küllerinden doğarsa da bu kulvar yine Avrupa olacak. Polat ve ekibi için tercih edilecek hoca son şanstı. Ya sıradan bir hoca ile düşüş sürecek ya da marka bir hoca ile anlaşarak G.Saray'ın kaybolan güveni tazelenecekti. Çünkü bu adım beraberinde kaliteli futbolcu transferine de kulvar açacaktı.
Tercih müthiş ama Yönetim bu kez zoru seçti evet, maliyetler yüksek bunu kabul ediyorum ama bunun için gerekli finansı sağlamak yöneticilerin görevi olmalı. Herkes elini taşın altına koymalı ve G.Saray çatısının söğüt gölgesi olmadığı bilinmeli. Rijkaard ve Neeskens tercihi müthiş ama eksik olan şeyler var. Bir kere bu kadro ciddi bir revizyondan geçmeli. Kadroda devlet memuru havasına girmiş isimler var. Önce bunlar temizlenmeli. Yine bana göre bu iki teknik adamın yanına G.Saray'ın etik değerlerini bilen bir dönem bu kulübün formasını giymiş, yabancı dil sorunu olmayan takım çalıştırma tecrübesi yeterli olan yerli bir hoca takviyesi şart. Uğur Tütüneker bu görev için ideal bir isim. Uğur beni sokakta görse tanımaz, akrabalığımız da yok yanlış anlamayın ama bu isim bu yöndeki açağı kapatacak ve G.Saray'a da inanılmaz yararı olacaktır. Benden söylemesi isteyen ciddiye alır istemeyen sorunlarla baş başa kalır.