G.Saray tarihinin en büyük ayıplarından biri, yani hiç olmayanı şu günlerde herkesi şaşırta şaşırta devam ediyor. G.Saray tarihini en iyi tanıyanlardan biri olan Kemal Onar'a sordum "G.Saray tarihinde imza ile genel kurul yapılmış mıdır?" Cevap açık ve netti: "Asla bu şekilde genel kurula gidilmedi" Ben bu konu da geçen hafta bir yazı yazacaktım. Ancak imza toplanmasını fazla önemsemediğim için fazla üstüne gitmemiştim. Şimdi görüyorum ki yakın zamanda koltuğu bırakan, eski başkanlardan birinin güdümlü adamlarından bir kaçı ellerinde kalem-kağıt, genel kurul yolunda imza toplamakla meşguller. Bu imza toplamak için yapılan çalışmalara söylenecek tek laf "AYIP" kelimesini kafalara vura vura söylemektir. Bu kelimeye şu sözleri ilave etmek isterim: "G.Saray'ı ayağa ve sokağa düşürmeyin" G.Saray'da yöneticilik yapan ve şimdi de başkanlığa adaylığını koyması istenen Adnan Öztürk, önce çok samimi olmalı. Dürüstçe bildiği ne kadar pislik varsa açıklamalıdır. Ben Öztürk'ün neler bildiğini çok iyi biliyorum. Şimdi ben 3 tanesini ona sorayım, o da onlara cevap verip açıklamalara başlasın.
Öztürk konuşmalı 1-G.Saray'a Seyrantepe'de verilen 275 bin metrekarelik arazinin 200 bin metrekarelik kısmı ile aynı arazi üstündeki bir bankanın bloklarının satış gelirlerinin elden kaçırılması nasıl oldu ve kim kaçırdı? 2-Ribery'nin transferine ödenmesi gereken para ödendi mi, ödenmedi mi ? Ödenmediyse o para nereye yatırıldı. Ayrıca Ribery nasıl ve neden gitti? 3-Sayın Öztürk, daha önce G.Saray'dan atılmasını istediğiniz Sinan Kalpakçıoğlu ile Bülent Tulun ve sizin hakkınızda daha önce söylemediğini bırakmayan Sayın Özhan Canaydın'la bir araya gelip toplantı yaptınız mı? Bir kere daha yazayım. Sayın Öztürk, "Benim bu işlerle ilgim yok" diyebilir. Benim bildiğim bir şey daha var. O da bu ve daha başka olayların dosyalarının onun da elinde olması. Öztürk başkan olmak istiyorsa yapacağı tek şey var, o da bildiği pislikleri açıklamak. Ancak o zaman temiz bir Galatasaray'a gelebilir.