Çok komik, ama bir o kadar da düşündürücü bir durum. İki ezeli rakip, çıkmış yola gidiyorlar. Hem de sessiz sedasız. Sanki ağızları bantlı ve de başları önde. Hayrola ağalar, böyle nereye? Eve, eve! Olur mu öyle şey, demeyin. Olur olur, hem de bal gibi olur. Bu kafayla elbet bir yere gidecekler. Nereye mi? Okuyun efendim okuyum.
***
Eve gidişin muhtelif sebepleri vardır. Canın sıkkındır. Kafayı çekersin, dut gibi sarhoş olup yolu zor da olsa bulup, eve varırsın. Askere gidersin. "Gel tezkere, gel" şarkısıyla vadeyi tamamlar evinin kapısını çalarsın. Örnekler çok. Yazmakla bitmez. Bizim tevellüdü (doğumu) Osmanlı'dan kalma iki dev ya da büyük sıfatlılar, kısmetse pazara ezeli rekabetin ligdeki 102. maçını oynayacaklar. Oynasınlar oynasınlar. Ama merak ediyorum, acaba hangi yüzle oynayacaklar.
***
Paraları har vurup, harman savurdular. Aldıkları sözüm ona dünya yıldızlarının yarısından fazlası "çürük" çıktı. Oynadıkları futbol ortada. İki takımın da aldığı sonuç ortada. Puan cetvelleri doğruyu söyler. Bakın ne diyor. İkisinin de liderle arasında 6 puan fark var. İkisi de 26 haftada 31'er puan kaybetmiş. Eskiden şampiyon olan takım 2 puan, bilemedin 3 puan farkla kupayı havaya kaldırırdı. Şimdi öyle mi ezeli rakiplerin haline bakın, perişanları oynuyorlar. Bir de attılar mı mangalda kül bırakmıyorlar.
***
Evet, bu iki ezeli rakibin Avrupa'da adı yok. Süper Lig'de ne adları ne de tatları var. Bunlar nasıl büyüktür, bilmiyorum. Dikkat edin hiçbir başkan, hiçbir yönetici, çıkıp konuşamıyor. Medya bile maça gereken önemi vermiyor. İkisinin laftaki "büyük" maçında berberlik ağır basıyor. Ben "Galatasaray" diyorum ama ikisi de el ele, kol kola evlerine giderler. Bunlardan biri şampiyon olursa ne olur? Hiçbir şey olmaz. "Türk futbolunun hali bu" der, mutlu günü bayramla kutlarız.