İki takım da bu maçı ligdeki kaderi ile ilgili görüyordu. Saha ve seyirci Trabzonspor'undu. Buna karşılık, Galatasaray Bülent Korkmaz geldikten sonra istim üstümde yola devam ediyordu. Kısacası puan kaybedenin ligdeki ümitlerinin de yok olacağı anlamına geliyordu bu büyük derbi. Galatasaray'da sakat çoktu. Servet Çetin, Mehmet Topal, Emre Güngör ile kadrolu sakat durumundaki Linderoth'a ilave Nonda'nın da o kervana katılması kadro sıkıntısına tuz biber ekmişti. Kewall'ın dinlendirilmek için bırakılması kayıptı ama Hamburg maçı içinde şarttı. Ancak Galatasaray'da gerçekten her geçen gün büyüyen bir Arda vardı. Trabzon'da maça ilgi büyüktü. Herkesin söylediği de tekti "Ha o uç puan bizimdur da." Trabzonspor'da bir yıldız yoktu. Yattara kadroda alınmamıştı. Grip oldu açıklaması ise manidar karşılandı.
Erken gelen goller Maça Galatasaray iyi başladı. Trabzonspor'dan daha etkili gözüktüğü anlarda, yani 7. dakikada Alanzinho 18 köşesinden nefis bir şutla durumu 1-0 yaptı. Işıkların arızası yüzünden duran maç başladıktan sonra, Arda'nın nefis bir uzun pasını yakalayan Baros kendisinin 17 golünü atarken, durum 1-1 oldu. 1-1'den sonra Trabzonspor, yenilme korkusu içinde dikkatli ama buna karşılık Galatasaray rahat ve akıllı oynamaya başladı. Cimbom, Trabzon'un ataklarını kolayca keserken, rakibini yormak için devamlı kısa pas yaptı ve topa hakim oldu. Devre bu sonuçla kapandı. İkinci yarı başlar başlamaz, Baros'un dokunduğu top kaleye girerken, Egemen çıkardı. Oyun bu pozisyondan sonra daha da hareketlendi. 67. dakikada Baros'un şutunu Song kısa kesti, kale ağzına yetişen Arda golü attı: 2-1. Maç böyle bitecek diye beklerken, Colman beraberliği sağladı. Ancak üzüldüğüm şey ise puan kaybediyorum diye sinirli oynayan Trabzonsporlu futbolcuların Galatasaraylıları sakatlamacasına yaptıkları sert faullerdi. Örnek oyundan çıkan Arda ve Baros'tu. Bu arada Yaser'in girdikten sonra kırmızı ile atılması ve takımı 10 kişi bırakması hataydı.