Beklenen bomba patladı. Hasar çok ağır oldu. Hatta 5-2'lik sonuç tarihe 'siyah zeminde' yazılacak kadar da üzücü oldu. Tribünler hep söyler; Tarihi Galatasaray yazar diye... Tribün bu defa da "Skibbe istifa" diye bağırmaya başladı. Bu konuda herkes haklı. Skibbe de haklı... Önce şunu kesin söyleyelim; Herkesin yapabileceği bir iş vardır. Skibbe'de görünen şuydu; Galatasaray gibi bir takım asla stajyer bir antrenöre teslim edilemezdi. Bu, yönetimin ve bu işi yapanların büyük hatasıydı. Temmuz ayında Skibbe için sezonu çıkartamayacak diye yazdım. Almanya'da oturan arkadaşlarım da aynı şeyi söyledi; Galatasaray'ın isminin altında ezilir kalır. Öyle oldu.
Zamanlama hatalı oldu Şimdi Skibbe gidiyor... Hep beraber "Güle güle" dedik. Ancak karar doğru mu? Sonuna kadar doğru, hatta geç kalınmış bir karar. Ancak, zaman doğru değil. Bordeaux maçına iki gün kala yönetim kurulu bugünkü basın toplantısında onun gönderildiğini değil, raporlu sayıldığını açıklamalı ve kararı Bordeaux maçından sonraya bırakmalıydı. Bu krizin dondurulması, Bordeaux maçı için çok önemliydi. Bu olayın ceza verilmemiş hali, futbolculara bir doping olurdu. Ve maça kendilerini affettirmek için daha fazla hırsla asılırdı. Şimdi öyle mi olacak? Bu tarihi olayın cezası verildi ve suçlu bulundu. Aslında suçlu sadece o değil, ayrıca Galatasaray'ın vurdumduymaz futbolcuları ve teknik kadrosudur. Skibbe, bu takımı tek başına yapmadı. Bu işin başında olduğu söylenen danışman Kalli, maçın 5. golünü izlerken gözleri adeta yaşlanacak kadar belirgindi. Üzülmüş ve yıkılmıştı. İyi ama Bay Kalli, Bay Skibbe'yi Galatasaray'a tavsiye ederken nasıl bir hoca olduğunu bilmiyor muydu? Uzatmayalım... Yönetim kurulu, bu krizi dondurmadan açıklamakla iyi mi yapmıştır, yoksa kötü mü? Onu perşembe akşamı göreceğiz.