Sabahın erken saatlerinde, yani maça 12 saat kala, internette günlük ve spor gazeteleri ne yazmışlar diye merak edip incelemeye başladım. İlginçtir; gazetelerin manşetleri insanları rahatlatacak kadar çok ustaca seçilmiş, kelimelerden oluşmuş laflarla süslüydü. Demek ki durum bizim gibi endişe duyanların dışındakiler için rahattı. Yani umut, kaf dağının ardında değildi. İsterseniz önce manşetlere şöyle bir göz atalım: "Bir Hamburger mönü, lütfen" "Bu yolun sonu Kadıköy'e varır" "Sağ salim bekleriz" , "Korkmaz'sın, parçalarsın" "Aslan işini bilir" "Hamburger ziyafeti" Evet, manşetler bunlardı. Ancak medyanın rahatlığı, iddaa tablosunda tersine çalışıyordu. Yani Hamburg'un galibiyeti 1.65, maçın beraberliği 3.30, Galatasaray'ın galibiyeti ise 3.70'ti. Rakamlar ilginç değil mi? Üstelik bu tahminleri destekleyenlerin başında Bild gazetesine ümitsizce konuşan iki Türk dostu Feldkamp ve Löw'dü. Onlara cevap veren kişi ise Fenerbahçeli Ümit Özat'tı "Galatasaray yenecek" dedi. Hoşuma gitti bu sözleri Ümit'in. Maç öncesi sokaklar ve stat: Hamburg sokakları Galatasaray'ın UEFA'yı aldığı günkü gibiydi. Eline Türk bayrağını, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzon flamalarını kapan Türkler Hamburg'u doldurmuştu. Stat ise sanki Ali Sami Yen'di. Türkler gerçekten maç öncesi başladıkları çılgınca tezahürata, hiç susmadan devam ettiler. Görüntü güzeldi. Düdük çaldı ve: Evet, beklenen maçın düdüğü ile birlikte statta çılgın bir tezahürat patladı. İlk yirmi dakika dolarken görüntüde oyunun patronu Galatasaray'dı. 30 dakikaya kadar oyun böyle sürdü. Bu arada, Trochowski'nin müthiş şutunu De Sanctis çok güzel önledi. Bu kurtarıştan iki dakika sonra Arda defanstan aldığı topla çok süratli çıktı ve Cassio Lincoln'e yolladı. İki Hamburg'lu Lincoln'ü düşürdü. Hakem süper bir kararla topu avantaja bıraktı. Ayhan topu ağlara yolladı ve Galalatasaray 1-0 galipti. Bu gol aynı zamanda Türk futbolun da Avrupa kupalarında atılan bininci golüydü.
Tepkisi çirkindi İkinci yarıya Galatasaray iyi başladı ama kötü bir gol yedi. Aslında Hakan Balta yerini boşaltmasa o top asla gol olmazdı. 52 dakika da Emre'nin kasti faulle rakibini düşürüp kırmızı kart görmesi ise zor dakikaların habercisi gibiydi. Lincoln kendisini oyundan alan Bülent'e çirkin tepki gösterdi. Arda'nın düşürülmesinden sonra karışan ortalıkta kırmızı kart görmememiz bir şanstı. Defansın paniklemesi Hamburg'a yarıyordu. Oyuna giren Mehmet Güven kale çizgisi üstünden bir golü kurtardı. Kewell'ın stoper oynaması ve başarılı olması ilginçti. Çok yorulan Ardanın yerine Hasan Şaş girdi. Evet maç 1-1 bitti. Böylece ne manşetçiler ne de bizim gibi endişe duyanlar üzülmedi. Şarapçıların işi bitti. Şimdi sırada Hamburger'ciler var. Onlar da inşallah Ali Sami Yen'de boynu bükük ayrılırlar.