Bu ülkede saymakla bitmeyecek kadar topçu bir de futbolcu var. Kim o? Elbette Yusuf Şimşek... Sahada topu topu 13 dakika kaldı. Dosta, düşmana, herkese futbol konferansı verdi. Yazıya onunla giriş yapmasaydık, haksızlık etmiş olurduk. Holosko'ya attırdığı gol öncesi yaptıkları, tartışmasız yılın futbol gösterisiydi. Eğer Beşiktaş sezon sonunda hedefine ulaşırsa aslan payı Yusuf'un olacak. Bıçak sırtında bir maçtı... Beraberlik bile Beşiktaş'ı yarıştan koparacaktı. Hayrettir, haftalar sonra Beşiktaş ilk kez ilk yarısını çöpe atmadığı bir maç oynadı. Sayısız pozisyon buldu. Delgado rekor sayıda gol kaçırdı. Ve yine hayrettir Beşiktaş golleri, daha az pozisyon bulduğu ikinci yarıda rakip filelere gönderdi. Beşiktaş'ın ilk yarıda Eskişehirspor'a verdiği birkaç önemli pozisyon da vardı. Ancak ikinci yarıda dengeli bir oyunla kalesi önünde tek bir tehlike yaşamadı. Mustafa Denizli'nin ikinci yarıdaki değişiklikleri de ona yakışan cinstendi. İlk yarıda çok kötü oynayan Serdar Özkan'ı ve sarı kart sınırındaki Sivok'u oyundan alıp, Bobo ile İbrahim Üzülmez'i sahaya sürmesi Beşiktaş'ın önünü açtı. Ekrem'i pas geçmeyelim... Nereye koyarsanız, sırıtmadan oynuyor. Savunmada İbrahim Toraman ve Gökhan'ı da unutmayalım. Çünkü rakibin önüne duvar ördüler. Çok eleştirdiğimiz Delgado, birkaç top kaybı dışında sezon başından bu yana nihayet adam gibi futbol oynadı.
Kırmızıyı hak etti Ernst'i anlatmaya gerek yok.. O, sınırsız enerji üreten nükleer santrale benziyor. Holosko inişli-çıkışlı bir grafik çizdi. Tello'nun maçtaki tek olumlu hareketi, Bobo'nun golünde verdiği enfes pastı. Beşiktaş, en kritik deplasmanını kazasız atlatıp, büyük bir moral kazandı. Artık Sivasspor ile nefes nefese bir şampiyonluk yarışı olacak. Bundan böyle kaybedene hayat hakkı yok. Bu ülkede en beğendiğim hakem olan Selçuk Dereli, mükemmel bir maç yönetti. Tek kusuru, Rüştü'nün kafasına tekme savuran Serdar'ı kırmızı kartla oyundan atmamasıydı. Beşiktaş dolu dizgin geliyor.