İki adam ve bir hoca, Beşiktaş'ı cehennemin kapısından alıp, cennet yoluna sokmayı başardılar. Ölümün eşiğinden hayata dönüş yolculuğunda, 10 hafta geride kaldı. Görüntü şöyle... 2009 girdiğinden beri yenilgi, defterden silindi. Bir hoca ve iki süper adamla Beşiktaş, iki kulvarda zirveye koşuyor. O iki adam elbette Yusuf ve Ernst... Hoca ise onları aldıran ve 26'ncı hafta kehanetini gerçekleştiren Mustafa Denizli... Bu iki adamın olmadığı ilk 16 hafta Beşiktaş için her şey facialardan dizisinden farksızdı. Eğer bu iki adam gelmese, 26'ncı haftada bu takımın bu noktaya gelmesi mümkün değildi. Yusuf, 17'nci haftadan itibaren önceden veya sonradan her maçta forma giydi. Uzun süre kondisyon eksikliği ile boğuştu. Bir önceki hafta süper oynadığı Sivas maçında ilk kez 90 dakika forma giyip, hazır olduğunu kanıtladı. Son Kocaelispor maçının ise tartışmasız yıldızıydı. Ernst'e gelince... Geldiğinden bu yana futbolla yarım yamalak ilgilenenlerin bile "Tam isabet" dediği bir adam. Onun bu yolculuğa katılımı, 19'uncu haftada başladı. O varken Beşiktaş, daha önce en zayıf bölgesi olan orta sahasında şimdi duvar örüyor. Dikkat edin, "sınır dışı" edilecek kadar "sinir bozan" Cisse bile, Ernst'in gelişiyle birlikte "oynamazsam ayıp olur" mahcubiyetiyle oynuyor. Beşiktaş bir hoca, iki süper adam, geri kalan kaç kişi varsa hep birlikte sol şeritte hedefe ilerliyor. Bu takımda Zapo bile kendine yer bulamıyor. Takımın en pahalısı ve kaptanı Delgado, sağlam olsa dahi Yusuf'u kesemeyecek. Ve Delgado bunu henüz kavramış değil. Beşiktaş'ın 10 maçlık performansı süper. Kalan 8 maça gelince.. Her biri mayın tarlası!