İki hafta önce binbir zorlukla otobana çıkan Beşiktaş, sonunda sol şeride geçti. Bu yolun sonu nereye varır? Görünen köy kılavuz istemez. Beşiktaş gaza bastı ve son sürat şampiyonluğa ilerliyor. Kilit maç bu hafta oynanacak. Eğer Beşiktaş, Sivas deplasmanından galip ayrılırsa tutulmaz bir takım olur. Çünkü müthiş bir 2009 performansı var ve Denizli'nin öğrencileri, yenilgiyi defterden sildiler. Uzun bir aradan sonra ilk kez üst üste üçüncü galibiyet gelmişti. Geçen hafta G.Birliği maçıyla dördüncü galibiyet de gerçekleşti. Ortada fizik gücü mükemmel, kazanma hırsı tavana vuran, taraftarlarıyla birlikte zirveye yürüyen bir Beşiktaş var. 2009 Beşiktaş'ının kupa ve ligde 13 maçta sarece 2 beraberlik alması, 11 maçtan başı dik ayrılması; her iki kulvarda da çok ciddi olduğunu gösteriyor. Beşiktaş bu noktaya iki büyük faktörle geldi. Mustafa Denizli 2008'de ne kadar yanlış yaptıysa, 2009'da bunların hepsini düzeltti. Üçlü defans, tek forvet gibi saçmalıklar rafa kaldırılınca, Beşiktaş komadan çıkıp hayata döndü. Bir o kadar daha büyük itici güç var. O da Fabian Ernst'in sahadaki varlığı. Ernst, Beşiktaş tırmanışına en az % 30'luk katkı getirdi. Cisse gibi hiç oynamayan "fuzuli" bir adam bile, Ernst'in varlığı ile oynuyormuş gibi görünüyor. Ancak Beşiktaş'ın başını ağrıtacak bazı saplantılar devam ediyor. Delgado kaptan ama yönetmen değil. Üstelik takım, onunla fren yapıyor. Hem Tello, hem de Delgado olmuyor. G.Birliği maçında bir Delgado'lu 60 dakikaya bakın, bir de onsuz son yarım saate. Delgado'lu Beşiktaş'ın pozisyonu yoktu. O çıktı, süper goller ve muhteşem Beşiktaş doğdu. Delgado OUT, Holosko IN!