Rekabetin 100'üncü yılında karşılaşan iki ekipten Fenerbahçe'de Alex yoktu ama bu sürpriz değildi. G.Saray'da ise stoperin yeni ismi Mehmet Topal'dı. Ve maç genelinde sahanın da en iyi adamıydı. Hakan Balta yerinde, defansın solunda Lincoln ise kulübedeydi. G.Saray aslında sıkı başladı. Oyunun ilk 15 dakikalık bölümünde Kewell'ın iki Baros'un da bir mutlak gollük pozisyonunu değerlendirememesi G.Saray adına şanssızlıktı. G.Saray geçen maçlara oranla defansta daha sağlamdı. Barış ve Ayhan da uyumluydu. Sabri gereksiz çıkışlarının dışında hırslı, Kewell ve Baros ise şanssızdı. Sahanın en kötüsü ise Ümit Karan'dı. Aragones, Selçuk'u çıkardı, kırmız kart görmesini engelledi. Bülent hoca ise Lincoln'ü Fenerbahçe'nin sahasına kapandığı dakikalarda alma cesaretini gösteremedi. Lincoln girdikten sonra normal düzenine giren G.Saray'da Arda iyice sola kaydı, Kewell sağa, Lincoln göbekte, Baros daha da serbest kaldı. G.Saray onu da değerlendiremedi. Son 15 dakikada maç inanılmaz bir tempoya çıktı. Gole yakın olan G.Saray'dı ama atamadı. Bülent Korkmaz bir golcü daha olsun oyun almayı düşünmedi. Nonda aklına 90'ıncı dakikada geldi.
Emre'ye yakışmadı Son saniyelerde gelen 4 kırmızı kartın asıl nedeni, o dakikaya kadar sahada sadece tekme atmayı görev bilen Emre Belözoğlu ile Lugano'ydu. Oysa genel kanı G.Saray taraftarının Emre Belözoğlu'nu tahrik edeceği yönündeydi, tam tersi oldu. Sabri de ona ayak uydurdu. Son saniyelerde ise zaten olan oldu. Önce Semih'in Arda'ya tokadı, Arda cevap verdi. Lugano, Emre Aşık'a önce kafa, sonra dirseği çaktı. O dakikaya kadar yönetimi ile maçı çığrından çıkaran hakem Fırat Aydınus'a işin kolayı kaldı, gördüğüne bastı kırmızı kartı. G.Saray'ı da Fener'i de bitirdi.