Fenerbahçe ve Trabzonspor yenilmiş, Sivas ile Beşiktaş da haftayı bir puanla kapamıştı. G.Saray'ın zirveye iyice yapışması için tek şart Eskişehirspor'u dize getirmesiydi. Üstelik hiç bu kadar zirveye yakın olma şansı bulmamıştı. Takım keyifsizdi. Belli ki Hamburg tokadı takımı fena yıpratmıştı. Lincoln'ü kulübeye çeken Bülent Korkmaz, Hamburg maçında kurtarıcı rolü verdiği Hasan Şaş'ı ise bu kez 18'e bile almamıştı. Tribünde sadece Hasan Şaş değil, kart cezalılar Baros ile Yaser de yer alıyordu. Korkmaz, Hamburg maçında hiç de kötü oynamayan Serkan Kurtuluş'a yine defansın sağında yer verdi. Sabri de önündeydi. Hamburg maçında oynamayan Emre Aşık da defans bloğundaki yerindeydi. Bülent hoca gol ümidini de Ümit Karan'a bağlamıştı.
Bundan sonra çok zor İlk yarı da sahada gezen G.Saray vardı. Akıllarda kalan bir tek Kewell'ın pozisyonuydu, o da çok kötü vurdu zaten; arkadaşlarından da özür diledi. Eskişehirspor, G.Saray'dan daha akıllı paslar yaptı, pozisyonlar üretti. Ama kanatlardan Batuhan ve Youla'ya yeterli ortalar gelmediği için gole yaklaşamadılar. 55'de Nadareviç, Ümit'ı biçince ikinci sarısı kırmızıya döndü. Karar doğruydu ama 49'da gördüğü ucuz sarı sonu getirmişti. Erken 10 kişi kalan Eskişehirspor bu yarıda ilk yarıdaki gibi daha cesur ileri çıkmadı. Ama çıktığı zamanda G.Saray kalesini karıştırdı. Youla'nın golü böyle pozisyonda geldi. Konuk Eskişehirspor 10 kişi kaldığı pozisyonda buldu altın golünü. G.Saray bu kez daha erken teslim oldu. Zaten Korkmaz 75'de Kewell'ı çıkarıp Mehmet Güven'i oyuna alması maçın bitimine 15 dakika kala sonuca razı olmasının belgesiydi. Şu gerçeği artık herkes görmeli. G.Saray ciddi sorunlarla karşı karşıya. Korkmaz da sorunlara çare olmadı. Çareyi bırakın, Lincoln'le papaz olup işi daha da zora soktu. Tıpkı G.Saray'ın şampiyonluğunu zora soktuğu gibi.