Bir futbol maçı-hele ki büyük diye anılıyorsanız- bu kadar gerilime kurban edilmez. Gerilim dışında bu maçtan kaç kare canlanabilir ki gözünüzde? Orta sahasız, yaratıcı oyuncusuz, gol yollarında üretimsiz bir kadro yığınağından ne çıkabilirdi ki? İlk yarı Galatasaray daha atak göründü ve hatta iki gol pozisyonu yakaladı. Kewell'ın yakaladığı iki pozisyonda da Avustralyalı topu doğru kullanabilse gol yazacak turuncuların hanesine. Ama olmadı işte. Kewell'ın başka bir maçta olsa çay-çorba pişirerek yapacağı ortalar, vurdu mu ampul gibi asacağı toplar bu maçta gol olmadı. Hele bir pozisyon var ki evlere şenlik; Kewell iyi sürdüğü topla Carlos'u atlatıp Fener kalesinin aut çizgisine indiğinde ayakları dolaştı resmen. Onun bu acemilikleri şaşırtıcı elbette ki.
Resmen kendini yere attı Maç öncesi şöyle şeyler söylemiştim kendimce; berabere bitirirler ve önlerindeki maçlara bakarlar. Böyle düşünmüş olamazlar. Bir iki net pozisyon var. Başka bir şey daha söylemiştim; maçın iki kilit ismi var. G.Saray için ne yazık ki Lincoln, F.Bahçe için eğer oynayacaksa Alex. İkisi de yok sahada. Alex sakat. Lincoln için içimden geçen şu; Bu adam bu maçı kopartacak 'ahlak'a sahip değil. İlk gol yoluna girecekmiş gibi görünen pozisyonda yaptığını gördünüz mü; attı kendini resmen yere. Maçı çevirecek atraksiyon lazım, ters top, gol yollarına iyi pas. Orta saha birbiriyle dar alanda uğraşan defans ağırlıklı oyuncuların kapışması gibi geçti. Yalnız F.Bahçe, G.Saray'ın Baros'unun yaptığı gibi-ya da Kewell'ın- yanlamasına değil dikine toplarla, Semih'le ve Güiza'yla oynamaya çalıştı. Başarılı oldu sayılır. 60'tan sonra Selçuk-Deniz değişikliğinin yararını gören F.Bahçe hafif de olsa ağırlığını koyan taraf oldu. Lig sonu yaklaşıyor. Şimdi iki ekip de bir kez daha düşünsün. Biz nerede hata yaptık?