Baştan şunu bir koyalım ortaya; taşıma suyla değirmen dönmüyor. Dedem Faroz'da gün batımına karşı şöyle söylemişti; "Sokma akılla, iki adum gidersun uşağum!" Kadro yapısı yıllardır bir taşıma suyla enerji ve sinerji modundaydı. Ama her kent tarihiyle mülhem, her takım lakaplarıyla müsemma insanlarıyla anılıyor. Şimdi işte ender karşılaşmalardan birine şahit olacağız. İki kült takım, yeşil çimler üzerinde meşin yuvarlağın peşinde koşacaklar. Sağlam kurgulu turuncular, bordo-mavilerin biraz canını sıkacaklar. Hamburg maçı, geldikleri noktanın ne olduğunun göstergesi. Hata rakiplerine göre 'düştü mü kaçırmayan' adam sayısı daha fazla. Düştü mü kaçıran adam sayısı ise Trabzonspor'un başının ağrısı. Umut Bulut ve Gökhan Ünal'dan söz ediyorum. Umut 4, Gökhan tam 7 haftadır Avni Aker'de sayı yapamıyor. Bu niye ille de bu maç olsun? Ve Trabzonspor şampiyonluk yarışında olduğu diğer takımlarla yaptığı 5 maçtan 4'ünü berabere bitirdi, 1'inde de mağlup oldu.
İyi kapışma olacak Şeytanın bacağını kıracağı maç niye bu maç olsun? Peki Hüseyin-Selçuk- Colman'ın 'oyun zenginliği', Galatasaray'ın Barış-Ayhan ikilisinin karşısında ne kadar olabilir? Kilit soru budur. Arda-Song kapışması hayli zevkli olacak. Ancak bu ikilinin buluşmasına seyirci kalmayacak bir Baros'un da neler yapabileceği ortada. Sorular, bu maçta canıma işleyen hançer. Kafamız, bir tahmin yürütme konusunda karışık. Bir gerçek var ki tartışmasız olacak; iyi kapışacaklar. İyi mücadele olacak. Avrupa'da neysek o diyecek olan turuncularla, 'Şampiyonlukta ben de varım' diyecek olan Trabzonspor'un sıkı mücadelesini izleyeceğiz. Peki beraberlik? İki takımın da sonraki maçlarına yüklenmesinden başka bir işe yaramayacak. Bu maçtan çıkaracakları galibiyet, iki takımın da şampiyonluğa yapışmasını sağlayacak. Ne ki taşıma suyla değirmen döndürmeye, sokma akılla da adım atmaya kalkmasınlar...