Sözünü ettiğim şey 75'ten sonra başlayan o 15 dakikalık süreçti işte. Top tutmak, alan daraltmak ve defansta açık vermemek. Konyaspor için o son 15 dakikada olması gereken şey Galatasaray'ın o ana kadar yaptıklarını boşa çıkarmak olacaktı. Ama hakeminden futbolcusuna kadar kendisine rakip gördüğü şeylerle uğraşan, mücadele eden tek yeşil- formalı oyuncu Veysel'di. Defansta dikkatli bir Galatasaray'ın böylesine kritik bir maçı kopartabilmesinin yolu, yıldızlarının savaşmasından geçecekti! Ama önce Kewell ayrıldı oyundan ve zaten yüzde 40'lık bir performansla oynayan Lincoln'e kaldı alan. Zemin, futbol oynamaya müsait değildi ve zaten o da oynamadı o bozuk zeminde. Arda gol buldu, top taşıdı iyi alan doldurdu yine.
Sıkıntılı dakikalar 70'lerde bir ara iyice kendi ceza alanına yapışan arkadaşlarına ileri gelin çağrısı yapıyordu. O anda tehlikenin ne olduğunu sezmişti genç oyuncu. Birkaç dakika sonra top tutacak ve orta sahayı çoklayacak Mehmet Güven'e bıraktı yerini; maçın en klas hareketini yapıp yüreğimize futbol sıcaklığını işledikten sonra. Ümit, büyük beceriksizliklerle, Sabri şaşkınlıklarla oynadı. Oysa kendilerinden beklenilen şey savaşacak olmalarıydı. Geride bunalan arkadaşlarına top taşıyarak yardımcı olacak, soluk almalarını sağlayacak onlardı. Bu isimlere Barış'ı da eklemek isterdim aslında. Ayhan, bütün içinde iyi niyetle çalıştı ama Lincoln'ün hareketsizliği onu da sıkıntıya soktu. Riski büyük maç demiştim bir gün önce. O kritik dönemeç, yine özveriyle aşıldı. Şimdi önümüzdeki maçlara bakacağız!