Defansın "dalga kıranı" ve forvet için ise adeta bir nevi far sayılacak "ön libero" mevkiinde Deniz, Selçuk ve Emre gibi çoğu takımımızda bulunmayan elemanlara sahip Fenerbahçe. Geçen sezonun ikinci yarısında gelir gelmez Zico'nun Selçuk'u yok sayarak sürekli oynattığı ve belki de bu nedenle şampiyonluğun kaçmasına neden olan Maldonado ve "kurtarıcı" olarak bu sezon transfer edilen Josico'yu ilave etmiyorum bu isimlere. Görüldüğü gibi Türkiye standartları üstünde bir kadro kalitesi ve derinliğe sahip sarı-lacivertliler. Dolayısıyla Emre, Volkan cezalıymış, Deivid sakatmış, her türlü zafiyeti aşacak güçteler. Ama ne yazık ki bu üstünlüğün farkında olmayan en önemli kişi Aragones'tir. Zaten sırf bu nedenle de maçın başında 1-0 öne geçtiği halde Fenerbahçe koca maçın genelinde tek kale oynayan Kocaelispor'u seyretmek zorunda kaldı.
Yine yanlış tercihler Elbette ki Kocaelispor'un biri deplasmanda G.Saray'a karşı olmak üzere son üç haftada aldığı 7 puanlık performansına saygı duyuyorum. Ama aynı Kocaelispor içinde Bülent Bölükbaşı, Serhat Akın ve Tolga Seyhan gibi önemli futbolcuların yer aldığı kadrosuyla Engin İpekoğlu ve Yılmaz Vural'la yerlerde sürünmüştü. Yani ekonomik krizin de etkisiyle çok kişinin "gemi" yi terk ettiği Kocaelispor, Erhan Altın'la alkışlanıyorsa düşünmek lazım. Sahi, sahada piknik yapan Kazım'ın yerine Gökhan Emreciksin'i almak varken, oyunu yarı alana yığmakta çırpınıp duran Uğur'u çıkarmak veya haftalardır forma giymeyen Josico'yu oyuna almak nasıl bir öngörüdür. Hem de Kazım yüzünden Fenerbahçe'nin sağ kanadı topal ördek haline gelmişken. İşte kadro kalitesinin böylesi, böyle teknik direktör tercihleri yüzünden bazen işe yaramıyor. Çünkü dünkü maçtaki Aragones'in örneğinde de görüldüğü gibi, teknik direktörler adeta el freni haline geliyor takımı için, ne yazık ki.