Tüm teknik direktör ve takımlarımızın en kolay şekilde konsantre oldukları maçlar Fenerbahçe'yle oynadıklarıdır, bizim ülkemizde. Hoş, profesyonellerin bu tür ayrımlar yapması, gelişmesini tamamlamış ülkelerde doğru karşılanmaz belki ama bizde doğaldır. Çünkü maddi ve manevi yönden çoğu kulüp, hoca ve futbolcuyu kıskandıracak ve hırslandıracak ayrıcalığı olan tek takımdır Fenerbahçe. Marka değeri bu denli eşsiz olduğu içindir ki resmi açılışı haziranda yapılacak olan Kadir Has Stadı'ndaki ilk resmi maçını yaklaşık 3 ay öne alarak Fenerbahçe'yle oynamak istedi Kayserispor. Şüphesiz bu öne almadaki bir diğer ve önemli amaç da bu sezon doğru dürüst kapasitesine ulaşamayan ve deplasman karnesi bir hayli zayıf olan sarı-lacivertlileri yenerek sükse yapmaktı, bu tarihi günde. Ama doğru yönetilmediği için düş kırıklığı yaratsa da kimi zaman, Türkiye'nin en değerli kadrolarından birine sahipti Fenerbahçe, dolayısıyla asla hafife alınmamalıydı.
Volkan'ın kaçıncı hatası bu Nitekim 8 Mart gibi çok özel bir günde, tarihi bir açılışta Türkiye'ye armağan edilen istisnai Kadir Has Stadı'ndaki tarihi golleri atmak da özel golcü Semih Şentürk ve tüm zamanların en "Unutulmazları" ndan üstat Alex'e kısmet oldu. Ve ne yazık ki sarı-lacivertli formayı küçümseyenler arasında Fenerbahçe'nin ekmeğini yiyenler de vardı. Bunun en unutulmaz örneği, bu tarihi günde rakibini tekmeleyerek kırmızı kart gören Volkan Demirel'dir. Bu Volkan'ın (içerde ve Avrupa'da) sergilediği kaçıncı sorumsuzluktur ve bir profesyonel, nasıl bu denli zincirleme amatörlükler sergileyebilir, aklım almıyor doğrusu. Peki ya takımı bir kişi eksik olduğu halde, daha maçın üçte biri oynanmamışken üç oyuncu değiştirme hakkını kullanan Aragones'e ne demeli. Neyse ki kadronun kalitesi bu tür zaaflarla baş edebilecek düzeyde de Fenerbahçe, yaklaşık 40 dakika bir kişi eksik oynadığı halde çok kritik üç puan alarak lige renk katmaya devam etti.