Koca Fenerbahçe takımı, domino taşlarından inşa edilmiş sanki. Pahalı tanrılar çaya batırılmış bisküvi ölüsü. Gençlerbirliği'nde 18 yaşındaki Soner, asgari ücretli Mustafa, Burhan Eşer ve sudan ucuz Djite, elini kolunu sallayarak, Fenerbahçe ceza alanında cirit atıyor.
***
Aragones'in maçtan sonraki açıklamalarına bakın. "Şampiyonluk şansımız sürüyor. Defansta problem yaşadığımızı sanmıyorum." Maçla zerre kadar ilgisi olmadığı ortada. Bu "Truva atını" kim soktuysa Fenerbahçe'nin içine... Bu karanlık gecelerin de, o beyefendiye selamı var!
***
Neymiş, dere geçerken at değiştirilmezmiş. Fenerbahçe bir kaşık suda boğuluyorsa. Geçen yılın köpürerek akan sularında dört nala giden atı, bu yıl durgun sudan bile ürküyorsa... At da değiştirilir, dere de...
***
Aşkın gözü kör olabilir ama... Fenerbahçe'deki derebeyliğe karşı, köreltilen gözlerin açılma zamanı geldi de, geçiyor. Bu takımın tam anlamıyla yere çakılmasına, herhalde bir maçlık ömür kaldı. Ve bu takımın yeniden ayaklanması için, sadece taraftarın uyanması kaldı. Bu yangını söndürmek de onlara düşer. Sevgiyle şımarttıkları, kundakçı tanrılara inat.
***
Galatasaray'ın hali, Fenerbahçe'den beterdi. Adnan Polat, hakemler için gözyaşı musluklarını açacağına, futbolcularına biraz ruh ikmali yapmayı denemeli. Futbol takım oyunudur. Şahsi hadiselerin sırtından geçinme tiyatrosu değil!
***
Haftanın puan kasaları Beşiktaş ve Sivas'tı. Bir maçla 12'şer puan kazandılar. Sivasspor'un verdiği mücadeleye hayranım. Ama kadro kısıtlı ve sezon sonuna doğru kaza ihtimali artıyor. Liderliğin ruhsal anatomisi, Eskişehir maçında geçen yıldan kalan panik halinin sinyallerini verdi. Bunun önüne geçmek, Bülent Uygun'un görevi.
***
Trabzonspor'un Denizlispor karşısında tuhaf bir mücadelesi vardı. Futbolcular kendilerine bir yenilgi ısmarlamış da, keyif sürüyorlardı sanki. Beşiktaş, haftayı ezeli rakiplerine, "Bunu saymam, yine beklerim" mesajıyla kapadı. Gaziantep karşısında atılan gollere alkış tutarken, ilk yarıda kendi kalelerinin önünü yolgeçen hanına çeviren Beşiktaş defansı, gelecek maçlar için berbat sinyaller verdi. Gülme komşuna, gelir başına misali...
***
Haftanın adamı Kocaelisporlu Taner Gülleri'ydi. Galibiyet projesini, maçtan önce kimsesiz çocuklarla birlikte çizmiş. Kimsesiz çocuklara, "Ali Sami Yen'de Galatasaray'a gol atacağım" sözünü vermek, herkesin harcı değil. Ama o çocukları maçtan önce ziyaret edip, söz verecek kadar gönül zengini birinin, Galatasaray maçındaki enerjiyi nerden aldığını açıklamaya gerek yok. Kralın, vicdanlı olanını başımın üstünde taşırım.
***
Dipteki takımların verdiği mücadele, ligin sonuna doğru daha etkili olacağa benziyor. Alt kattakilerin gücüne saygı duyulmazsa... Üst kattakiler daha çok rezil olacaklar... Eeee hayat böyle... Onlar da, puan alamadıkları maçlardan... Derslerini alacaklar.