Geçmişte basketbol skorlarıyla, yakın tarihte voleybol kurallarıyla futbol maçları oynandığı doğrudur. Bu aykırılıkların, Beşiktaş'ın şampiyonluklarını engellediği de doğrudur... Kanıtlanmış olmasa bile, 2003-04 sezonunun ilk yarısını 11 puan önde bitiren Beşiktaş'ın şampiyonluğu kaybetmesinde "derin futbol" şüphesinin yaygın bir şekilde kabul gördüğü de bir başka doğrudur... Geçen sezon Beşiktaş'ın bariz golünün iptal edildiği, olmayan faulün 10 saniye sonra çalınıp net bir golün sayılmayarak takımın doğrandığı, söz konusu sezonda en az 10 puanın hakem hatalarıyla uçup gittiği de tartışmasız bir doğrudur... Hakem hatalarının tavana vurduğu 2008-09 sezonunda yanlış düdüklerin, Beşiktaş'ın baş aşağı gitmesinde önemli bir rol oynadığı ise yanlış değildir. F.Bahçe maçında Cisse'nin ilk, G.Saray maçında Delgado'nun ikinci sarı kartlarının kırmızı kartı getirmesinin skoru etkilediği ve Beşiktaş'ın yenilgisine yol açtığı da büyük çoğunluğa göre doğrudur. Buraya kadar Yıldırım Demirören'e hak vermemek elde değil... Ancak içinde bulunduğumuz sezon, yapılan hakem değerlendirmelerinde hataların sadece Beşiktaş üzerinde yoğunlaşmadığı, bundan birçok takımın etkilendiği de gerçektir. Geçen sezon kötü kadroya rağmen doğru hakem kararları Beşiktaş'ı şampiyon yapabilirdi. Beşiktaş için bu sezonun sorusu şu: "İkinci yarıda hakem kararlarında yanlışlık olmazsa, Beşiktaş şampiyon olabilir mi?" Yanıt da şu: Çok zor!.. Çünkü Beşiktaş, dört büyükler içinde kadrosu karmaşık ve en zayıf takım. Oturmuş bir düzeni yok. Hiçbir sistemi kaldıramıyor. Orta sahası zayıf, savunması yetersiz. Beşiktaş'ı yönetenler şunu iyi bilmeli: Tek suçlu hakemler değil! İyi kadro kuran şampiyon oluyor. Kötü kadroyla şampiyon olan takım, şimdiye kadar görülmedi...