Beşiktaş için derbileri kaybetmek artık alışkanlık haline geldi. Bu Kadıköy'de de böyle, Mecidiyeköy'de de. Zaten Beşiktaş kaybetmek için elinden ne gelirse yaptı. Öyle komik manzaralar vardı ki istersieniz tek tek sıralayalım: G.Saray'ın ilk golünde Rüştü gibi bir kaleci topu elinden kaçırırsa elbette orada bir rakip olacaktı ve Servet rahatça golü atıverdi. Beşiktaş beraberliği sağlamış, bunun sevincini bir dakika bile yaşamadan ikinci G.Saray golü geliyor. Nasıl geliyor? Holosko, ceza alanı içinde bir savunma oyuncusunun bile yapmayacağı faulu Baros'a yapıyor ve elbette penaltı. G.Saray'ın 3. golünde de komedi dizisi devam etti. Lincoln soldan geliyor; Zapo, Gökhan, Ekrem kale önünde seyrediyor ve Baros Rüştü'yü avlıyor. Dördüncü G.Saray golünde de saçmalık bu kez Uğur'dan geliyor. Lincoln ceza alanına girerken Uğur güreşteki grekoromen stilini andırır bir darbeyle yere indiriyor. Hakem buna da doğal olarak haklı bir penaltı veriyor. Beşiktaş'ın yaptığı falsoların haddi hesabı yok. Bunlar gollerden öteye de devam ediyor. Örnek mi istiyorsunuz... Kendisine faul yapılan Delgado Cüneyt Çakır'a eliyle net bir şekilde "Beni at" diye işaret ediyor. Bu hakeme hakaret. Tabii ki sarı kart olacak. 2. sarı kart olduğundan kırmızı kartta bir anormallik yok. Anormal olan Delgado gibi Beşiktaş'ın kaptanı konumundaki bir oyuncunun hem bu komik kart davetiyesini bizzat kendisinin çıkartması hem de takımını 40 dakika 10 kişi bırakması.
11'e 11 de olsa... Maçtan önce herkes G.Saray'ı favori gösteriyordu. Tahminlerde yanılgı olmadı. Ben de maç öncesi G.Saray'ın hem son zamanlardaki üstün formu ve kaliteli futbolcu fazlalığıyla galibiyete yakın taraf olduğunu defalarca yazdım ve söyledim. Sonuçta en ufak bir anormallik yok. Beşiktaş 11 kişi ile bile devam etse, belki rakibin gol sayısı artmaz ama kazanan yine Galatasaray olurdu.