Mustafa Denizli'nin teknik adamlığına, kariyerine, karizmasına tek laf etmem. O neredeyse, hedef zirvedir. İkincilik Mustafa Denizli için küme düşmek ile eşdeğerdir. Zaten işbaşı yaptığı günden beri "Şampiyonluk" dedi, başka bir şey demedi. Peki Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'ı futbol dünyasına "şampiyonluk" ışıkları saçıyor mu? Kesinlikle hayır... Onunla 9 hafta geride kaldı. Topladığı puan 14, kaybettiği ise 13! Sadece bir artı puanı var. 9 maçın bilançosu bir şampiyon adayı için feci rakamlarla dolu. Ne üçlü defans oturdu, ne de dörtlüsü... Üstelik Beşiktaş'ın şu ana kadar ideal 11'i olmadı. Toplam 4 galibiyetin sadece birinin ligde ilk 8 takım içinde yer alan Gaziantepspor önünde gerçekleşmesi de başka bir soru işareti. Hemen her maçta kadro sıkıntısı yaşandı. Çünkü birçok oyuncunun alternatifi yoktu. Sivok oynamamışsa hem defans, hem orta alan sallandı. Zapo, Nobre ve Sivok dışında performanslarını zorlayan oyuncu olmadı. Zapo ve Sivok bile bazı maçların kaybedilmesinde baş rolü oynadılar. Delgado ne 10 numara olabildi ne de ideal bir kaptan. Holosko sadece bazı maçlarda saman alevi gibi parladı, o kadar. Bobo yedeklikten kurtulacak bir hamle yapamadı. Beşiktaş titrek bir savunma, yetersiz bir orta saha ile buralara kadar nasıl geldi? Rakipleri uzun süre bocaladığı için geldi. Düzelmiş rakiplerle Beşiktaş yarışı sürdürebilir mi? Size göre bilmem ama bana göre asla!