Ben mi yanlış gördüm yoksa gerçekten oldu mu? Trabzonspor'un o meşhur çift forveti birlikte gol üretip üç puan kazandırdılar takımlarına. Üstelik ayakla üç pas yapamayan takım kafayla yaptı bu işi. Dünyanın değil ama ligin sonu bu olmalı bence. Ev sahibinin de eksiği çoktu dün gece ama Trabzonspor'da en formdaki eleman Serkan, kilit personel Selçuk olmayınca işler hiç yürümüyordu. Önde bir alternatif kıtlığı oldu ki misafir ekipte artık çok istese bile tek forvet, 5 orta saha oynayamaz Ersun hoca. Bir kez daha gördük ki Trabzonspor kötü. Hem de öyle böyle değil çok kötü. Hiçbir özgün ya da klasik oyun anlayışı olmayan kendi değil rakibinin attığı zara göre oynayan bir takım Trabzonspor. Kenardaki Yanal'ın öyle bir yüz ifadesi var ki radikal bir müdahale yapması çok zor. Trabzon'un o ağır muhasara havası bu cevval hocayı da köşeye sıkıştırmış. Üzerinde 10 bin volt elektrik hissettiğini görebiliyoruz rahatlıkla. İlk 20 dakikada sahada hiç görünmeyen Trabzonspor sonrasında Yattara'nın tarafından biraz hareketlendi ancak pozisyon üretemedi.
Gökhan sıkışıp kaldı Yattara zaman zaman kanat da değiştirdi ama yetmedi, zira asıl değiştirmesi gereken kafa yapısıydı. Gökhan Ünal ise her topu alışında üç kişi arasında sıkışıp kaldı. Benim gördüğüm kadarıyla Trabzonspor'un rakibine teknik adam olmak bu kriz döneminin en geçerli mesleği haline gelmiş. Yattara ve Gökhan'a yakın markaj yapıp top kayıplarını artırdıkça tüm bordo mavili oyuncuların morali bozuluyor, inancı azalıyor. Bu arada bir tane de gol atarsan puanı alıp kaçıyorsun. G.Birliği de genelde bunu yaptı, en çok da Trabzonlu oyuncusu Engin'in yılmak bilmeyen gayretleriyle. Gol bulamadı ama az daha puan buluyordu başkent ekibi. Lakin üst üste maç oynamaktan yorgun düşen Trabzonspor ikinci yarıda Colman ve Ceyhun'un biraz canlanması, şans meleğinin de bariz şekilde taraf tutması sonucu puanların hepsini alıp "Zıplayıver çekirge" türküsü eşliğinde Ankara'dan lider döndü evine.